Araştırma

Küllerin Hasadı

Hasat mevsiminin başlamasıyla Suriye’nin çeşitli bölgelerinde geniş boyuttaki topraklar ateş altında kaldı. Bunu kimin yaptığı bilinmemekle beraber her kesim karşı tarafı suçlamaktadır.

Muhalif güçlerin kontrolündeki topraklarda mahsulleri rejim güçlerinin yaktığı düşünülmektedir. Rejim güçleri sistematik biçimde toprakları bombalamakta ve geniş yangınlara yol açacak silahlar kullanmaktadır. Rejim ise çoğu yangının hava sıcaklığının artmasından kaynaklandığını belirtmektedir. DEAŞ, Suriye’nin doğu ve kuzey doğu bölgelerinde Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kontrolü altında olan topraklarda çıkan yangınların hepsinin veya büyük bölümünün sorumlusunun kendisi olduğunu açıklamıştır.

Suriye’de Tarım

Suriye’de tarım sektörü ülke ekonomisinin en önemli sahalarındandır. Tarım sektörünün 1970-2010 yılları arasında ortalama yıllık gelişim oranı yüzde 3.9 olarak kaydedilmiştir. Aynı zamanda ülkenin toplam büyüme oranına yüzde 23’lük bir etki yapmıştır.

Suriye Tarım Bölgeleri bakımından 5 Bölgeye Ayrılmaktadır:[1]

  • Birinci İstikrar Bölgesi:
    2.7 milyon hektar alanı kapsayan bu bölge Suriye’nin yüzde 14.6’sını kaplamaktadır. Bölgenin yıllık yağış oranı 350 mm’dir. Ana mahsulleri tahıllar, bakliyatlar, yaz mahsulleri, sebze, başta turunçgiller, elma ve badem olmak üzere meyve ağaçlarıdır.
     
  • İkinci istikrar Bölgesi:
    2.5 milyon hektar alanı kapsayan bu bölge Suriye’nin yüzde 13.3’ünü oluşturmaktadır. Bölgenin yıllık yağış oranı 250 ile 350 mm arasıdır. Ana mahsulleri tahıllar, bakliyatlar, en önemlisi karma, zeytin ve badem ağaçları olmak üzere meyve ağaçlarıdır.
     
  • Üçüncü İstikrar Bölgesi:
    1.3 milyon hektar alanı olan bu bölge Suriye’nin yüzde 7.1’ini kaplamaktadır. Bölgenin yıllık yağış oranı yılda en az 250 mm’dir. Ana mahsulleri arpa olup, bazen bu bölgede bakliyat da ekilmektedir.
     
  • Dördüncü İstikrar Bölgesi:
    1.8 milyon hektar alana yayılan bu bölge Suriye’nin yüzde 9.9’unu kaplamaktadır. Bölgenin yıllık yağış oranı 200-250 mm arasıdır. Bölgenin en önemli tarım mahsulü arpadır.
     
  • Beşinci İstikrar Bölgesi:
    10.2 milyon hektar alanı kapsayan bu bölge Suriye’nin yüzde 55.1’ini oluşturmaktadır. Bölgenin yıllık yağış oranı düzensizdir; yılda 100-150 mm yağış almaktadır. Bölgede küçükbaş hayvancılığı yapılmaktadır.

Son yirmi yılda Suriye’de tarımın önemi gitgide azalmaktadır. 70’li yıllarda tarımsal üretim ülke ekonomisinin yüzde 32’sini temsil ederken, 2000’li yılların başlangıcında bu oran yüzde 22.4’e düşmüştür. Aynı zamanda 1970 yıllarda tarım sektöründe istihdam edilen işçiler tüm sektörlerdeki işçilerin yüzde 50’si iken, 2010 yılında bu oran yüzde 14’e kadar düşmüştür.

Ülke siyasetinin genel durumu coğrafi dağılımı etkilemiş, kırsal bölgelerden göç 1970’li yıllarda yüzde 43 oranında iken 2010’larda yüzde 54’e kadar artış göstermiştir.

Suriye rejiminin genel politikaları sonucunda ekonomide en düşük ikinci ücret tarım sektöründe çalışanlara verilmiş; bu durum da fakirlik oranını etkilemiştir. Tarım sektöründe çalışanların sadece tarımdan elde ettikleri gelirle geçinenlerin yüzde 58’i aşırı fakirlik standartlarında yaşamaktadır. Bu da özellikle kadınlar başta olmak üzere tarım sektöründe çalışanların çoğunun düşük ücretler karşılığında çalışarak fakirlikle mücadele ettiği anlamına gelmektedir.

Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) değerlendirmelerine göre, Suriye’deki tarım alanı 18.363 hektar olup, Suriye’de tahıl üretiminde son 29 yılın en düşük seviyeleri görülmüştür.

2002-2011 yılları arasında tahıl üretimi 4.1 milyon ton civarında seyreden Suriye için FAO, “Ortadoğu’nun Tahıl Deposu” ifadesini kullanmıştır. Ancak 2011 yılında Suriye’de çatışmaların başlamasıyla gıda üretimi felakete sürüklenmiştir. Gıda üretim endeksi 2010-2014 yılları arasında yüzde 34 oranında gerilemiştir. 2014-2018 yılları arasında gıda üretimi yüzde 8 gerileme göstermiştir.

Suriye’de Savaş Aracı Olarak Aç Bırakma ve Direnç Kırma Politikaları

Geçtiğimiz yıllarda çatışma güçleri tarafından savaş açma aracı olarak insanları gıdadan yoksun bırakma politikaları sistematik bir şekilde uygulanmıştır.

Geçtiğimiz yıllarda uygulanan politikalarla en çok zarar gören sektörlerden biri tarım sektörü olmuştur. Sadece 2019 yılı Mayıs ayında açılan bombardıman sonucunda Kafr Nabw, Kafr Zita, Hubeyt köylerinde ve Lutmana, Halep kırsalı arasında bulunan onlarca hektar (334 tarım arazisi) ateşe maruz kalarak yanmıştır. Bu arazilerde buğday, patates, zeytin ağaçları gibi birçok mahsul ekiliydi. Bu durum sivil vatandaşların üzerinde savaş etkilerini arttırmıştır.

Tahminlere göre, yaz mevsiminin yaklaşması, sıcaklık derecelerinin artması sonucunda arazilerde yangın çıkma ihtimalleri de artacaktır. Bu ihtimal Suriye’nin kuzeyindeki gıda üretim sektörünü de olumsuz etkileyecektir.

Sadece Suriye’nin kuzeyindeki araziler ateşe maruz kalmamıştır. Aynı zamanda Rakka, Haseke, Deyrizor gibi Suriye’nin kuzeydoğu ve doğusunda yer alan DEAŞ’ın kontrolü altındaki araziler de geniş yangınlara maruz kalmıştır. DEAŞ arazileri yakma gerekçesini “mürtedlerin” izini bulmak olarak açıklamıştır.

DEAŞ, Suriye’nin doğusundaki hasat mevsiminin uzun olacağıyla ilgili tehdit cümleleri kurarak militanlarına şu mesajı vermiştir: “Karşınızda buğday ve arpa ekili binlerce dönüm arazisi var. Karşınızda onların bahçeleri, tarlaları, evleri ve iş yerleri var. Kollarınızı sıvayın ve hasada başlayın. Allah hasadınızı mübarek etsin.”

Suriye’nin buğday mahsulünün yüzde 70’ini karşılayan Suriye’nin 3 ili ABD destekli Kürt milislerin kontrolü altındadır.

Rejim güçlerinin kuşatma politikaları en tehlikeli kuşatma politikalarındandır. 2015-2018 yılları arasında rejim, bölge sakinleri boyun eğene kadar “toplu cezalandırma” uygulayarak bölge sakinlerini aç bırakma politikasını uygulamıştır. 2017 yılında kuşatmaya uğrayan insan sayısı zirve yaparak toplam 2.5 milyon insana ulaşmıştır. Guta, Deyrizor, Halep, Ruston ve Suriye’nin farklı köy ve bölgelerinde olmak üzere 970 bin kişi aynı anda kuşatmaya maruz kalmıştır. Kuşatmada insanlar gıda ve insani yardımlardan mahrum bırakılmakta, hareket alanları kısıtlanmaktadır. Kuşatma bölgeleri farklı silahlarla hedef alınmaktadır.

Suriye’de rejim güçlerinin kontrolü altındaki bölgelerde, Şam kırsalı, Dera, Süveyda, Halep, Hama gibi bölgelerin topraklarında onlarca yangın kayda geçmiştir. Bu yangınların sonucunda tarım mahsulleri yanarak çok ciddi büyük kayıp yaşanmıştır.

Geçtiğimiz Mayıs ayında Süveyda ilinde 250’den fazla yangın kayda geçmiştir. Bu yangınlar, “sıradan yangın” adı altında tarım mahsulleri, meyve ağaçları ve kuru çimlere kadar uzanmıştır. Bununla birlikte geçtiğimiz Mayıs ayı içerisinde 20’den fazla yangına şahit olunmuştur. Rejimin “Sana” Ajansı, bu yangınların Dera ilinde gerçekleştiğini, yangının buğday, arpa ve meyve ağaçların mahsullerini yaktığını kaydetmiştir.

Rejime ait polis ve itfaiye kaynaklarına göre, büyük oranı Doğu Guta’da olmak üzere Şam kırsalında 2019 yılı Mayıs ayında 270’ten fazla yangın çıkmıştır. Kaynaklar, bu yangınları çeşitli nedenlere dayandırmış ancak ortaya çıkan zararlara ilişkin verileri sunmamıştır.

Halep’te rejimin kontrolü altındaki bölümlere gelince bölgede çalışan itfaiye personellerinden alınan bilgilere göre günlük 35 yangın, hatta bazı günlerde 50 yangın meydana geldiği kaydedilmiştir. Yangınların nedenleri ise otların yakılması ve sıcaklık derecelerinin artması olarak gösterilmiştir.

Ancak 1977 yılı Cenevre Anlaşmasının birinci protokolünün 54. maddesine istinaden çatışma esnasında tarım arazilerinin yakılması yasaktır. Maddede “bölge sakinlerinin geçimleri için gerekli olan gıda ve hayvancılık için kullanılan bölgelere saldırılması, yakılması, nakledilmesi ve bozulmasına neden olunması” yasaklanmıştır.

Mahsulü Satın Almak İçin Rekabet

Suriye rejimi İç Ticaret Bakanı 1 Mayıs 2019’da hükümetin çiftçilerden alacağı 1 kilogram buğday bedelini bir önceki yıla göre 10 Suriye Lirası arttırarak 185 Suriye Lirası olarak belirlemiştir.

Başbakan İmad Hamis’in açıklamasına göre rejim Suriye’deki çiftçilerden buğday satın alma işlemi için tam 400 milyar Suriye Lirası (70 milyon Amerikan Doları) tahsis etmiştir.

ABD’nin mahsul için 200 milyon dolar tahsis etmesinin ardından Suriye Demokratik Güçleri Doğu Fırat bölgelerinde çiftçilerden buğday alım ücretini arttırmıştır. 20 Mayıs 2019 tarihinde Suriye Demokratik Güçleri yönetimi 1 kilogram buğdayın fiyatını 150 Suriye Lirası olarak belirlemiştir. Suriye Demokratik Güçleri yönetiminin rejimden daha az birim fiyatı belirlemesiyle çiftçilerin öfkesi ve kini artmış, buna karşın SDG yönetimi 1 kilogram buğdayın birim fiyatını 160 Suriye Lirası’na yükseltmiştir.

Suriye, son 29 yılın en düşük tarım üretim seviyesine şahit olmaktadır. Çiftçilerden buğday mahsulü almaya çalışan tarafların birden çok olmalarıyla bu alanda ciddi rekabet yaşanmaktadır. İlgili taraflar çeşitli bölgelerde bulunan çiftçilerden mahsulleri kapmaya çalışmaktadırlar. Rusya, rejim ve DEAŞ güçlerinin bombardımanlarından dolayı tarım arazilerinin yangınlara maruz kalması, tarım arazilerinin ihmal edilmesi, kendi bölgelerinde hakim olan çatışma taraflarının bu konuyu bir türlü kontrol altına alamamaları gibi etkenler Suriye’nin gıda alanında büyük bir felakete neden olacağı düşünülmektedir.

Karşılıklı Suçlamalar

Tarım arazilerinde yaşanan yangınların sorumluluğunu sadece DEAŞ ve kendini “direniş grupları” olarak nitelendiren rejime ait bazı gruplar üstlenmiştir. Bunun haricinde ise, SDG yönetimi 30 Mayıs 2019 tarihinde kendi Facebook sayfasında “DEAŞ, Suriye rejimi ve Türkiye’yi” bölge sakinlerinden intikam alma amacıyla tarım arazilerini yakmakla suçlamıştır. Yayınladığı açıklamada “Bu yangınlar DEAŞ, Suriye ve Türkiye rejimi gibi belirli taraflardan kasten yapılmış olup tek amaçları bölge ekonomisini zarara uğratma, sivil vatandaşlarının ekmeğiyle oynamaktır” ifadesini kullanmıştır.

Öte yandan başka taraflar tarafından yapılan açıklamaya göre, tarım arazilerinde yaşanan yangınların sorumluluğu, Doğu Fırat bölgesindeki buğday mahsulleri üzerinde rekabeti olan, kuzey bölgelerinde muhalefetin sivil vatandaşlarını aç bırakma politikasını uygulayan Suriye rejimi ve rejimle iş birliği yapan İran milislerine ait olduğu düşünülmektedir.

Bir grup Arap çiftçi ise mahsullerden mahrum kalmaları için Kürt güçlerinin topraklarını yaktıklarını ifade etmişlerdir. Esed rejimi aynı tarafı suçlayarak Kürt milislerinin rejime mahsul satmamaları için yaptığını öne sürmüştür.

Aksine Doğu ve Kuzey Suriye’deki muhalif güçler ve SDG yönetiminin bölgelerinde çıkan günlük geniş yangınlarla ilgili rejimin resmi medyasında yapılan açıklamalarda, yangınların nedeni vatandaşların kişisel hatalarına dayandırılmıştır. Diğer çoğu yangınların faillerinin meçhul olduğunu kaydetmiştir. Şam kırsalı Haresta’da çıkan son yangın gibi.

Bu yangınlara en son Süveyda ilinde şahit olunmuştur. “SANA” haber ajansına göre, Süveyda ilinin doğu kırsalındaki Bin, Cerin, Arika, Dama köylerini hedef alan yangında tarım arazileri ve kuru otlar olmak üzere tam 5 bin dönümlük alan yangına maruz kalmıştır.

Esed rejimi söz konusu yangınların sıcaklık derecelerinde yaşanan artış, kuru otların geniş derecede yayılması ve fırtına gibi doğal ve teknik faktörlere dayandırmıştır.

Özet

Suriye’nin çeşitli bölgelerinde tarım mahsullerini yakma politikası, Suriye’deki tarafların yeni bir politikası olarak karşımıza çıkmış; yıllardır savaştan etkilenen bölge sakinlerinin durumlarını daha da kötüye sürüklemiştir.

Birleşmiş Milletler, uluslararası kuruluşlar ve ilgili diğer kurumlar, çatışma tarafları arasındaki hesaplaşmalar uğruna bir savaş aracı olarak halkı aç bırakma, insanlardan gıdayı kesme gibi politikaları kınamıştır. Ancak bu taraflar sadece kınamakla kalıp, gerçek suçlunun tespit edilmesi, sorumlu tarafların cezalandırılması ve bu politikalara son verilmesi için hiçbir girişimde bulunmamıştır. 

Suriye topraklarındaki çiftçilerin ve yerel kuruşların bu yangınları engelleyecek ve durduracak güçlerinin olmamasına bakılacak olursa, yakın dönemde Suriye’de ciddi bir açlık kriziyle karşı karşıya kalınacağı öngörülmektedir. Ülkedeki bombardımanlar, güvenlik sorunları, yaşam unsurlarının yoksunluğu gibi savaşın etkilerine ek olarak bir de bu faktörün gün geçtikçe etkisini hissettirmesiyle beraber bu yaz yeni göç dalgalarının kapıda olduğu tahmin edilmektedir.

Anadolu Yakın Doğu Araştırma Merkezi

Anadolu Yakın Doğu Araştırma Merkezi

İlgili Makaleler

Bir Cevap Yazın

Başa dön tuşu
%d blogcu bunu beğendi: