İsrail’in Gözünden Körfez ve Türkiye | 14 – 20 Ağustos 2022

İsrail Basını ve Araştırma Merkezlerinde Körfez ve Türkiye Hakkında Çıkan Yayınlar
“Türkiye ile Karşılıklı Büyükelçi Ataması: Yanılsama Yok” başlığıyla Kudüs Strateji ve Güvenlik Enstitüsünde yayımlanan yazıda şunlara temas ediliyor:[1]
- İki ülke arasındaki yakınlığın derecesini belirleyen her zaman Türkiye olmuştur. Öte yandan İsrail, bölgesel bir güç olan Türkiye ile iyi ilişkiler kurmak için sürekli olarak istekli olduğunu göstermiştir.
- Türkiye, geniş nüfusu, Asya ve Avrupa arasındaki stratejik konumu, Karadeniz ve Akdeniz’deki boğazları, NATO’nun en büyük ordusu olması ve etkileyici sanayi kapasitesiyle önemli bir ülkedir.
- Türkiye-İsrail ilişkilerindeki değişim, Türkiye’nin yaşadığı ekonomik krizle paralel gelişti.
- Türkiye, İsrail gazını Avrupa’ya taşımaya aday olarak bundan önemli bir ekonomik katkı bekliyor.
- İsrail ile yakınlaşma, Türkiye ile İbrahim Anlaşmaları ülkeleri arasındaki yakınlaşmaya katkı sağladı.
- İsrail, ABD’nin Türkiye’ye yönelik eleştirilerinin bir kısmını yumuşatabilir.
- İsrail ile yakınlaşma, Doğu Akdeniz’de İsrail, Yunanistan ve GKRY arasındaki siyasi işbirliğini zayıflatmaya yönelik bir girişim olarak değerlendirilebilir.
- İlişkilerin kötü olduğu dönemde dahi iki ülke arasında çeşitli bağlar devam ediyordu.
- Ekonomik alanda ikili ilişkiler sürekli gelişim halindeydi.
- Türkiye, mallarını Arap dünyasına ihraç etmek için Hayfa Limanı ve Ürdün transitini kullandı.
- İstanbul’daki havalimanları, İsrail’den pek çok destinasyon için bağlantı noktası haline gelmişti.
- Bazı ihtilaflı noktalar ikili ilişkileri gölgelemeye devam edecektir.
- Erdoğan ve Türk kamuoyu daha çok Filistin’e sempati besliyor.
- İsrail, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki emellerini kabul etmeyecektir. Tam aksine İsrail bu arenada Türkiye’nin rakipleri olan Yunanistan ve Mısır gibi ülkelerle işbirliği halinde yer alıyor.
- Türkiye ile Libya arasındaki deniz anlaşması, Doğu Akdeniz’den Avrupa’ya bir boru hattı yahut elektrik kablosu inşasının önünde önemli bir engel teşkil ediyor. Bu durum Türkiye-İsrail ilişkilerini geriyor.
- Nihayetinde, Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin kayda değer bir şekilde iyileşmesinin önündeki en büyük engel, Ankara’daki mevcut siyasi liderliğin sorunlu kimliğidir.
- Haziran 2023 seçimleri bu açıdan bazı değişikliklere gebe olabilir.
Putin ve Erdoğan Soçi’de Buluştu: Batı Blokuna Karşı Bir Başka Meydan Okuma” başlığıyla INSS’te yayımlanan yazıda şunlara temas ediliyor:[2]
- 5 Ağustos 2022 tarihinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Rusya’nın Soçi kentinde bir araya geldi.
- Birkaç hafta önce iki lider Tahran’daki üçlü zirvede bir araya gelmişti. İki liderin eylül ayında ise Şangay İşbirliği Örgütü toplantısına katılması bekleniyor.
- Erdoğan’ın Rusya heyetinde, Milli Savunma, Dışişleri, Hazine ve Maliye, Ticaret, Enerji ve Tabii Kaynaklar ve Tarım Bakanları ile Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı yer aldı.
- Görüşülen konular arasında ticaret, enerji ve Ukrayna ile tahıl anlaşmasının yanı sıra Suriye ve Dağlık Karabağ’daki çatışma vardı.
- Erdoğan’ın ziyareti sırasında bir ekonomik işbirliği memorandumu imzalandı.
- Türkiye, Batı ile Rusya arasında manevralar yaparak çıkarlarını korumaya çalışmayı sürdürürken Rusya, bir NATO üyesi olan Türkiye ile bağlarını güçlendirerek Türkiye ile Batı’nın arasını açmak istiyor.
- Görüşmede öne çıkan başlıklardan birisi de enerji konusu oldu.
- Diğer boru hatlarının aksine Rusya’dan Türkiye’ye uzanan TürkAkım boru hattı kesintisiz biçimde çalışıyor. (Haziran ayında bakım gerekçesiyle kısa bir kesinti oldu.)
- Kış yaklaşırken doğal gaz arzında bir kesinti olmaması Türkiye açısından büyük öneme sahip. Türkiye, gaz tedariğinin bir kısmını ruble üzerinden ödemeye razı oldu.
- Rusya tarafından Akkuyu’da inşa edilen ve Rus Rosatom şirketi tarafından işletilecek olan nükleer enerji santrali iki ülkenin enerji işbirliği açısından önem arz ediyor.
- Batı yaptırımlarına rağmen Rus Bankası Sberbank bu proje için Türkiye’ye 5 milyar dolar aktardı. Aktarılacak toplam meblağ ise 20 milyar dolar civarında.
- Türkiye ile artan ticaret, Batı yaptırımları karşısında zor durumda olan Rusya için önemli bir konumda. Türkiye ve Rusya, ticaret, inşaat, tarım ve turizm alanları da dahil olmak üzere ekonomik ilişkilerini hızlandırmaya devam etme niyetinde.
- Türkiye ve BM’nin ara buluculuğunda Rusya ile Ukrayna arasında imzalanan tahıl anlaşması Türkiye açısından büyük bir başarıdır.
- Anlaşma sayesinde birçok üçüncü dünya ülkesinin gıda güvenliğine katkıda bulunuldu.
- Görüşmede Suriye ve Dağlık Karabağ meseleleri de ele alındı.
- Erdoğan açısından Suriye’nin kuzeyine düzenlenecek yeni bir askeri harekat, ülkenin güvenlik çıkarları ve 2023 seçimleri açısından önem taşıyor.
- Erdoğan’ın ziyareti öncesinde Rusya Devlet Başkanı Sözcüsü Türkiye’yi Suriye’de istikrarsızlığa yol açabilecek ve “toprak ve siyasi bütünlüğünü” tehlikeye atabilecek adımlardan kaçınmaya çağırdı.
- Görüşmede Erdoğan ve Putin çeşitli terör örgütleriyle mücadele için işbirliği yapma konusunda mutabık kaldılar.
- Soçi toplantısı sonrası Türkiye Dışişleri Bakanı Suriyeli mevkidaşıyla Ekim 2021’de Belgrad’daki Bağlantısızlar Hareketi toplantısı çerçevesinde kısa bir süre görüştüğünü bildirdi.
- Soçi’deki toplantı, çatışan pek çok çıkarlarına rağmen Rusya ve Türkiye’nin aralarındaki iş birliğini yoğunlaştırma çabasını simgeliyor.
- Batı, Rusya ile ilişkilerinde Türkiye’ye bir manevra alanı tanıyor.
- İsrail buna bakarak ABD’nin kendisine de aynı hareket alanını sağlayacağını düşünmemeli ve Rusya’ya karşı tutumunu yumuşatmamalıdır.
- Türkiye’nin, Rusya ile Batı arasında gidip gelirken ödediği/ödeyeceği bedelleri küçümsememek gerekir.
“Şafak Operasyonunda Katar ve Mısır’ın Rolü” başlığıyla INSS’te yayımlanan yazıda şu hususlara temas ediliyor:[3]
- Gazze’ye gerçekleştirilen operasyonlar sonrası İsrail Savunma Bakanı Gantz ve ABD Başkanı Biden, Mısır ve Katar liderlerine ara buluculuk çabaları için teşekkür etti.
- 2021 yılına kadar rakip olarak görülen Mısır ve Katar arasında yeniden bir yakınlık söz konusu. Bu yakınlaşma İsrail için olumlu potansiyeller taşımaktadır.
- Katar, Müslüman Kardeşler’e olan desteği nedeniyle başta Mısır olmak üzere bölge ülkeleri tarafından istikrarsızlaştırıcı bir güç olarak görülüyordu.
- Orta Doğu’da siyasal İslamcılığın zayıflamasına paralel olarak Mısır ile Katar arasında bir yakınlaşma gözlemleniyor. Katar ve Türkiye’nin başını çektiği siyasal İslamcı kamp ile Mısır, Suudi Arabistan ve BAE’nin yer aldığı pragmatik sünni kamp arasındaki bağlar giderek kuvvetleniyor.
- Covid-19 krizi, Ukrayna savaşı gibi etkenler, bölgede ideolojik bölünmelerin yerine maddi kaygıları belirleyici faktör haline getirdi.
- Gıda güvenliği, enerji ve istikrar çıkarları, bölünmeden ziyade ortak olanı vurgulamakta ve güçlerin birleşmesini teşvik etmektedir.
- Mart 2022’de Katar Dışişleri Bakanı Mısır’ı ziyaret etti ve iki ülke bankacılık, emlak, enerji, ticaret, tarım ve havacılık dahil olmak üzere çeşitli alanlarda toplam beş milyar dolarlık bir yatırım anlaşması açıkladı. Mısır verilerine göre 2020-2021 yılları arasında iki ülke arasındaki karşılıklı ticarette yüzde 76,4’lük bir artış yaşandı.
- Mısır ve Katar, Gazze Şeridi üzerinde büyük etkiye sahip ve İsrail’in Gazze politikaları açısından belirleyici rollerde yer alıyor.
- Katar’dan Gazze’ye aktarılan mali yardım, bölgede istikrarın korunması açısından büyük rol oynuyor ve İsrail yıllardır bundan istifade ediyor.
- Son operasyon olan “Şafak” operasyonunda Katar, İsrail ile Hamas arasında doğrudan ve İran aracılığıyla İslami Cihat ile ara buluculuk mesajlarını iletmekte önemli bir rol üstlendi.
- Ara buluculuk faaliyetleri esnasında Katar, Mısır ile işbirliği halinde çalıştı ve Kahire ile ters düşmemeye gayret etti.
- Katar ve Mısır’ın bu ara buluculuk faaliyetlerinden çeşitli çıkarları var.
- Mısır’ın çıkarları Gazzeli grupları, Sina Yarımadası’ndaki unsurlardan ve Mısır’daki Müslüman Kardeşler’den ayırmak, Gazze’de rakip unsurlara karşı hegemonyasını güçlendirmek, ara bulucu statüsünden istifade ederek bölgedeki ve uluslararası arenadaki konumunu güçlendirmek, Filistinlilerin koruyucusu sıfatıyla kendi rejimine meşruiyet sağlamak ve Gazze’nin yeniden inşasında yer alan Mısırlı şirketlerle alakalı ekonomik çıkarlar olarak özetlenebilir.
- Katar ise Gazze Şeridi’ndeki yeniden inşa çabalarının zarar görmesini engellemek ve bölgesel sükunet ve istikrara katkıda bulunarak konumunu ve etkisini güçlendirmek için İsrail ile İslami Cihat arasında ateşkes sağlanmasını teşvik etmeye çalıştı.
- Katar ile Mısır arasındaki yakınlaşma İsrail açısından çeşitli olumlu potansiyeller taşıyor:
- Mısır ve Katar’ın ara bulucu pozisyonu için rekabet etmek yerine ortak hareket etmesi siyasi ve mali denklemi mükemmel hale getiriyor. (Katar’ın maddi gücü sayesinde Mısır, bölgedeki Hamas, İslami Cihat gibi aktörler üzerindeki etkisini artırıyor.)
- Katar ile Mısır arasındaki işbirliği sadece Gazze ile sınırlı değil. Libya’daki kriz, Kızıldeniz’de seyrüsefer güvenliği ve İran meselesi gibi birçok alanda işbirlikleri artıyor. İsrail açısından değerlendirildiğinde bu yakınlaşma Katar’ın İsrail açısından olumsuz politikalarının törpülenmesi anlamına gelebilir.
- Öte yandan Mısır ile Kahire arasındaki yakınlaşma, yeni bir bölgesel gerçeklik yaratıyor ve politikaları her zaman İsrail’inkiyle örtüşmeyecek ve hatta zıt olabilecek bir etki ekseni oluşturma potansiyeli taşıyor.
Referanslar