Raporİsrail’in Gözünden Körfez ve Türkiye

İsrail’in Gözünden Katar ve Körfez | Haziran 2021

PDF OLARAK PAYLAŞ
PDF'i indirmek için tıklayınız

Haziran Ayı Önemli Gelişmeler

2 Haziran 2021: İsrail Cumhurbaşkanlığı Seçimi

İsrail’de Cumhurbaşkanlığı seçimi gerçekleştirildi. 87 oyla rakibi Miriam Peretz’i geride bırakan Isaac Herzog önümüzdeki yedi yıl için İsrail’in yeni Cumhurbaşkanı oldu. Mevcut Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin’in görev süresi 9 Temmuz’da sona erecek. 2018 yılından bu yana Yahudi Ajansının Başkanı olan Isaac Herzog aynı zamanda İsrail’in eski Cumhurbaşkanı Haim Herzog’un da oğlu.

2 Haziran: Küresel Yatırım Forum’u Dubai’de Toplandı.

The Jerusalem Post ve Khaleej Times gazetelerinin organizatörlüğünde düzenlenen Forum’un alt başlığı ise “İsrail-BAE İş Birliklerini Gerçeğe Dönüştürmek” olarak belirlendi. 

13 Haziran 2021: İsrail’de Netanyahu Dönemi Resmen Sona Erdi.

İsrail’in 36. Hükümeti meclisten güven oyu alarak göreve başladı. Yamina Partisi lideri Naftali Bennett ve Yeş Atid Partisi lideri Yair Lapid liderliğindeki koalisyon hükümetinin kurulması için farklı çizgilerden 8 parti arasında anlaşma imzalandı. Koalisyona dahil olan partiler arasında Mansur Abbas liderliğindeki İslamcı Ra’am Partisinin de yer alması İsrail basınında tartışmalara neden olmuştu. Koalisyon anlaşması gereğince Yamina lideri Bennett 27 Ağustos 2023 yılına kadar başbakanlık koltuğunda oturacak. Daha sonra ise görevi Yair Lapid’e devredecek.

14 Haziran: Katar ve Mısır Dışişleri Bakanları Doha’da Bir Araya Geldi.

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, Körfez krizinden bu yana ilk kez Katar’ı ziyaret etti. Katar Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, Mısırlı mevkidaşı Samih Şukri ile Filistin meselesi ve Libya’daki gelişmeleri görüştü.

29 Haziran: Bahreyn’in İlk İsrail Büyükelçisi Atandı.

Bahreyn Kralı Hamad Bin İsa El Halifa Bahreyn’in ilk İsrail büyükelçisini resmen atadı. Halid Yusuf El Calahama Bahreyn’in İsrail büyükelçisi olarak görev yapacak.

29 Haziran: İsrail Dışişleri Bakanı Lapid BAE’de

İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid 2 gün süren ziyaret kapsamında BAE’li mevkidaşı Abdullah bin Zayid ile görüştü. Ayrıca Lapid ülkesinin Abu Dabi’deki Büyükelçilik ve Dubai’deki konsolosluk binalarının açılış törenlerine katıldı.

Haziran Ayında İsrail Basını ve Araştırma Merkezlerinde Katar ve Körfez Hakkında Çıkan Haber ve Yayınlar

INSS’de “BAE Dış politikasındaki değişiklikler: İsrail’e ve Bölgeye Etkisi” isimli bir yazı yayımlandı.[1]

  • Yazının temel argümanı BAE’nin bölgeyi şekillendirmeyi hedefleyen iddialı dış politika yaklaşımının yerini bölgedeki sorunlarla başa çıkmayı hedefleyen daha pragmatik ve temkinli bir yaklaşıma bırakması olarak özetlenebilir. 
  • BAE’nin dış politikasının temelinde Türkiye ve İran’dan gelecek tehditlere karşı ABD ile ilişkileri güçlendirmek olduğu ve dış politikasındaki çeşitli değişimlere rağmen bu temelin aynı kaldığı belirtiliyor. 
  • BAE’nin Yemen ve Libya’daki başarısızlıkları ve Suudi Arabistan ile yakınlığı, BAE için kötü bir imaj olarak resmediliyor.
  • Suudi Arabistan ve BAE arasındaki çeşitli ihtilaflardan söz ediliyor.
    • BAE’nin 2019 yılından itibaren İran’a karşı takındığı uzlaşmacı tutumdan ve Yemen’den güçlerini çekerek Suudi Arabistan’ı Husilere karşı yalnız bırakmasından bahsediliyor.
  • Dış Politikadaki bu değişimin temel nedenleri olarak şunlar gösterilmiş:
    • Covid-19 sürecinin getirdiği yeni ekonomik zorluklar
    • Yemen ve Libya’daki başarısızlıklar
    • Özellikle Yemen’deki savaşın insani boyutuyla alakalı gelen uluslararası tepkiler ve imaj zedelenmesi
    • Biden yönetimi

“BAE ve İsrail: Gelişen İlişkiler ve Zorlu Bir Süreç” başlıklı yazı Moshe Dayan Center’da yayımlandı.[2]

Yazıda BAE-İsrail arasında özellikle enerji sektöründe önemli yere sahip belli başlı yatırımlara değiniliyor.

  1. BAE – İsrail Büyük Ölçekli Yatırımlar:
  • BAE menşeili Mubadala Petroleum, İsrailli Delek Drilling şirketinin Tamar doğal gaz sahasında hisselerinin %22’sini satın aldı.
    • Tamar, İsrail’de üretimde olan gaz sahaları arasında Leviathan’dan sonra ikinci sırada yer alıyor.
    • Ayrıca anlaşma henüz aktif olmayan Dalit gaz sahasından da bir kısmı içeriyor.
    • Bu anlaşma BAE’nin mart’ta açıkladığı İsrail’e 10 milyar dolarlık yatırım fonunun içinde.
  • Med-Red Land Bridge:
harita içeren bir resim

Açıklama otomatik olarak oluşturuldu
  •  İsrailli Asya-Avrupa Boru Hattı Şirketi (EAPC Eylat Aşkelon Boru Hattı Şirketi olarak da geçiyor) ile İsrailli ve BAE’li iş adamlarının ortak olduğu Med-Red Land Bridge arasında 2020 yılında mutabakat imzalandı.
  • Buna göre BAE petrolü İsrail üzerinden kara yoluyla Akdeniz’e oradan da Avrupa’ya taşınacak.
  • Projenin 2021 yılında başlaması planlanıyor.
  • TRT World yeni projenin Kızıldeniz’e vereceği ekolojik zararlar hakkında haber hazırladı. (TRT World 2021)
  • İsrail-BAE arasındaki bu ticari iş birliği İsrail’de enerji sektöründeki yabancı yatırımcıların önünü açtı.
    • Önceki yıllarda enerji sektöründeki yabancı firmalar Orta Doğu Petrol Pazarına erişimlerini kaybetme endişesiyle İsrail’de varlık göstermekten çekiniyorlardı.
  • Ancak Filistin-İsrail arasındaki son çatışmalar sırasında Tamar doğal gaz sahası enerji bakanlığının emriyle güvenlik gerekçesiyle geçici bir süreliğine kapatıldı. Bu durum bölgedeki doğal gaz sektörünün güvenilirliğini zedeleyebilir ve yabancı şirketlerde oluşması beklenen güveni engelleyebilir. Dolayısıyla İsrail-BAE ticari iş birliği neticesinde oluşması beklenen bu olumlu durum oluşmayabilir.
  • Buna ek olarak Mubadala şirketinin Tamar Doğal Gaz Sahasındaki yatırımının gerçekleşmesi, İsrail-BAE anlaşmasının ilk ciddi sınavını (Gazze’deki olaylar) başarıyla atlattığına işaret edecek olması sebebiyle de kritik bir öneme sahiptir.
  1. Potansiyel
  • Yazıda İsrail-BAE ticaretinin temelini oluşturan ürünler ve ileride iş birliğine konu olabilecek sektörler hakkında detaylı bilgiler veriliyor.
    • Her iki ülkenin fazlaca ithal ve ihraç ettiği ürün kategorileri: Telekomünikasyon ekipmanları, otomatik bilgi işlem makineleri, uçak ve uçak ekipmanları, değerli taşlar
    • İsrail’in ihraç, BAE’nin ithal listesinde üst sırada yer alan ürün kategorileri: sağlık teknolojileri, elektronik makineler ve ekipmanlar, ölçüm, analiz ve kontrol ekipmanları ve gıda.
    • BAE’nin Açıklanmış Karşılaştırmalı Üstünlük Katsayısı [3] 1’den büyük olan ürün kategorileri: Parfümeri, Plastik, Alüminyum, Çimento ve diğer yapı malzemeleri (özellikle seramik)
    • İsrail’in Açıklanmış Karşılaştırmalı Üstünlük Katsayısı 1’den büyük olan ürün kategorileri: Silah ve mühimmat, tıbbi elektrodiagnostik cihazlar, kimyasallar ve hi-tech hizmetleri.
  • Bu veriler üzerinden şu çıkarımlar yapılıyor:
    • İsrail ileri teknoloji ürünler ihraç ederken, BAE düşük/orta teknoloji ürünler ve ham madde ihraç ediyor.
    • BAE’nin ileri teknoloji ithalatındaki payı giderek artıyor. Fin-Tech ve uzay yatırımları teşvik ediliyor.
    • İsrail ileri teknoloji noktasında güçlü. BAE İsrail’in bu uzmanlığından istifade edebilir.

“Sonu Gelmeyen Savaş: Gazze’ye Yönelik Operasyonlar Mısır ve Katar’ı Yakınlaştırdı.” Başlıklı yazı Haaretz’de yayımlandı.[4]

  • Biden sonrası Katar ile diğer Körfez ülkeleri ve Mısır arasındaki ilişkinin yeniden canlandığından bahsedilmiş. Katar Dışişleri Bakanı’nın Mısır ziyaretinde Sisi’yi seçilmiş ve meşru bir lider olarak nitelendirmesi anlatılırken önceki dönemde Türkiye ile Katar’ın Sisi’ye karşı ortak bir tutumu olduğundan bahsedilmiş ve bu olay üzerinden Katar’ın Türkiye ekseninden uzaklaştığı ima ediliyor.
  • Yazar, Katar-Mısır ikili ilişkilerinde hali hazırda Katar’da çalışan 300 bin Mısırlının etkisinden bahsediyor. Yazarın iddiasına göre Mısır’ın Katar’la ilişkileri tam olarak kesmemesinin temel nedeni bu kişilerden gelecek olan milyarlarca dolar. Ayrıca olası bir tam boykot durumunda bu kişilerin Mısır’a dönmesinin işsizlik problemini daha da büyüteceğinden duyulan korku.
  • Nihayetinde yazar Katar-Mısır ilişkilerini daha derinlikli ve kopması zor olarak niteliyor. Son olaylar sonrasında Gazze’ye Katar’ın finansman sağlayacak olmasının, Mısır ile olan ilişkilerine yeni bir boyut kazandırdığından bahsediyor. 
  • Katar’ın parayı İsrail’in istediği gibi Filistin Yönetimi üzerinden değil Mısır üzerinden verecek olması verilen paranın İsrail tarafından takibini zorlaştırıyor.
  • Yazar Gazze hususunda Mısır ile Katar arasındaki bu iş birliğini, Katar ile İsrail arasında normalleşme sürecine girilmesi için bir fırsat olarak görüyor. Bennett hükümeti tarafından Gazze’ye yönelik geliştirilecek ve Mısır yönetimi tarafından kabul görecek yeni bir stratejinin İsrail’e Katar’la normalleşme kapılarını açabileceğini belirtiyor.
  • Yazar, Bennett’in Gazze hakkında son dönemde sıkça paylaşılan sert söylemlerinin aksine Gazze’nin sivil düzeyde yeniden inşasını destekleyen daha yumuşak söylemlerinden alıntılar yapıyor.

Haziran Ayı Genel Değerlendirme

Bölgede değişim rüzgarları esiyor. ABD’de Biden döneminin ardından İsrail’de de Post-Netanyahu dönemi başladı. 8 parçalı ve çok renkli koalisyonun nasıl bir yol izleyeceği ve ne derece başarılı olacağı merakla bekleniyor. Körfez ülkeleriyle ilişkilere yönelik yorum ve analizler de özellikle bu iki ana olay ve Filistin’de yaşanan son çatışmalar etrafında şekilleniyor. 

Thirty-sixth government of Israel - Wikipedia

Şekil 1: Bennett-Lapid Hükümeti

Haziran ayında bölgenin siyasi kaderini uzun vadede etkileyecek bazı değişimlere şahit olduk. Haziran ayına girdiğimizde mayıs ayının ikinci yarısında şiddetlenen Filistin-İsrail çatışmasının etkileri halen geçmiş değildi. Bu süreçte en çok merak edilen sorulardan birisi de İsrail’in Gazze’ye yönelik kanlı saldırılarının İbrahim Anlaşmalarına nasıl bir etkisi olacağıydı.

İsrail-Filistin Çatışması Çerçevesinde Değerlendirmeler

Olaylar esnasında BAE’li Sky News Arabia ile Suudi Arabistan menşeli Al Arabiya’nın yayınlarında kullandıkları dil dikkat çekiciydi. Her iki kanal da İsrail’e karşı daha ılımlı ve temkinli bir dil kullanımını tercih etti ve yayınlarında Filistin-İsrail çatışmasına kısa süreli yer verdi. Benzer durum Suudi Arabistan ve BAE’li üst düzey yetkililerin açıklamalarında da geçerliydi. 

İsrail’in verdiği isimle “Surların Muhafızı” operasyonu sonrası Khaleej Times ve Jerusalem Post sponsorluğunda Dubai’de “Global Investment Forum-2021” başlıklı bir forum düzenlendi. Forum’da konuşan BAE Abu Dabi Emirliği Federal Ulusal Konseyi üyesi ve Güvenlik İşleri Komitesi Başkanı Ali Al-Naimi konuşmasında operasyonun ilişkileri etkilemeyeceğini belirterek İbrahim Anlaşmalarının bölgenin geleceği olduğunu, nefretle, aşırılıkla ve terörizmle başa çıkmak gerektiğini belirtti. 

Olaylar esnasında İsrail medyasında çıkan haberler de İsrail’in Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’ın tutumundan memnun olduğunu gösterir şekildeydi. Globes’da çıkan bir haber BAE ve Suudi Arabistan’ın olaylardan ziyade farklı gündemlerle meşgul olduğunu, Filistinlilerin Gazze’ye yönelik saldırıların İbrahim Anlaşmalarına zarar vereceğine yönelik umutlarının boşa çıktığını belirtirken BAE Dışişleri Bakanının daha iyi bir gelecek için İbrahim Anlaşmalarının önemini vurguladığı konuşmasına yer veriyor. 

Özetle İsrail’in isimlendirmesiyle “Surların Muhafızı” operasyonu ilişkilerde herhangi bir gerilemeye yol açmamış tam tersine İbrahim Anlaşmaları, ilk ciddi testinden başarıyla geçerek BAE-Suudi Arabistan-İsrail üçgeninde yeni bir güven tesisine ortam sağlamıştır.

BAE ile alakalı İsrail medyasında ve Think-Tank’lerinde yayımlanan analizler ve raporlar, ikili ilişkilerin seyrinde ana katalizör olarak ticaretin olacağının sinyallerini açıkça veriyor. Bu analizler her iki ülke yönetimi tarafından atılan yeni ticari adımlar ve iş birlikleriyle destekleniyor. İsrail, BAE’yi özellikle savunma sanayiinde ileri teknoloji ihraç edebileceği potansiyel bir pazar olarak konumlandırmış durumda. Viyana görüşmeleri ve ABD’nin Orta Doğu’dan askeri birliklerini çekme süreci yeni dönemde bölgede İran tehdidinin artacağına işaret ediyor. Bu durum BAE ve Suudi Arabistan’ın güvenlik ve savunma ihtiyaçlarını da artıracaktır. Hali hazırda İsrail’in savunma ihracatı 2020 yılında bir önceki yıla göre %15 artışla 8.3 milyar dolara ulaşmış durumda ve bu hacmin %10’unu Körfez ülkeleri teşkil ediyor. Mevcut senaryoda bu hacmin daha da artmasının önünde herhangi bir engel görünmüyor. Ayrıca Abu Dabi’de gerçekleşen Savunma Fuarında BAE devlet iktisadi teşekkülü EDGE tarafından sergilenen RW-24 drone modeliyle İsrail’in Orbiter model droneları arasındaki benzerlikler iki ülke arasında hazır teknoloji transferi konusunda da atılımlar olduğuna işaret ediyor olabilir. 

İsrail-Filistin çatışmasının önemli sonuçlarından birisi de Doha-Kahire arasındaki yakınlaşma oldu. Ateşkesten kısa bir süre sonra Katar Gazze’nin yeniden inşası için 500 milyon dolar hibe edeceğini açıklamıştı. İsrail esir takası konusundaki ısrarı sebebiyle para transferine henüz izin vermedi. Mısır ise aktarılacak paranın Hamas’ın eline geçmemesi için yeni bir mekanizma kurulması gerektiğine inanıyor. Para transferi noktasındaki bu karışık duruma dair çözüm arayışları ve Filistin-İsrail arasında ateşkesin sağlanması noktasındaki ortak çabalar Doha-Kahire arasındaki teması hızlandırdı. İki ülke arasındaki yakınlaşma sonrası üç yıllık kesintinin ardından Mısır Doha’ya büyükelçi atadı.[5]

Post-Netanyahu Dönem

Haziran ayında zorlu bir süreçten sonra nihayet İsrail’de Netanyahu dönemi sona erdi ve 8 partiden oluşan yeni bir hükümet kuruldu. Kurulan bu yeni hükümet İsrail tarihinin en renkli hükümeti olarak nitelendiriliyor. Zira aynı kabinede sağcı ve solcu partilerin yanı sıra İslamcı bir Arap partisi de yer alıyor. 

Arab MK under fire from his party for urging cooperation with Netanyahu |  The Times of Israel

Şekil 3: Raam Partisi Lideri Mansour Abbas

Regional Affairs minister shifts focus to expand ties between Israel, PA |  The Times of Israel

Şekil 4: Bölgesel İşbirliği Bakanı Issawi Frej

Hiç şüphesiz yeni hükümet hakkında en çok konuşulan konulardan birisi Mansour Abbas liderliğindeki Ra’am Partisinin hükümet ortağı olması oldu. Mansour Abbas’ın hükümette yer almasına Arap dünyasından gelen tepkiler INSS’ın hazırladığı bir programda incelendi. Buna göre Mansour Abbas’ın yeni pozisyonu Türkiye ve Katar gibi ülkeler açısından olumlu bir gelişme olarak görülebilirken, BAE ve Suudi Arabistan gibi ülkelerin Abbas’a karşı tutumu menfi yönde oldu. 

Ayrıca yeni hükümette Meretz Partisinden Arap milletvekili İssawi Frej Bölgesel İşbirliği Bakanı olarak görev yapacak. Bu durum İsrail’in Filistin Yönetimi ve bölgedeki Arap ülkeleriyle ilişkilerine yönelik olumlu bir hamle olarak görülebilir. Yeni hükümetle birlikte İbrahim Anlaşmalarının akıbetinin ne olacağı sorusu da gündeme geldi. Zira bir kesime göre bu anlaşmalar Netanyahu’nun kişisel başarısı olarak görülüyordu. Ancak yeni hükümetin Dışişleri Bakanı ve müstakbel Başbakan Yair Lapid’in ilk yurt dışı gezisini BAE’ye yapacağını açıklaması, İsrail’in yeni hükümetinin de bu anlaşmaları olumlu yönde sürdürme eğiliminde olduğunu gösteriyor.

Biden Hükümetinin Bölgeye Etkileri

Biden hükümetinin gelişiyle birlikte İran özelinde bölgeyi birçok değişiklik bekliyor. Biden hükümeti İran’la nükleer anlaşmaya yeniden dönmekte ısrarcı görünüyor. Olası bir anlaşma neticesinde İran’a verilmesi muhtemel bazı tavizler Körfez ülkeleri ve İsrail için ciddi bir güvenlik sorunu teşkil ediyor. 

Bennett başbakanlık görevini teslim alırken yaptığı konuşmada İran konusuna da değindi ve şunları söyledi:

“İran anlaşmasına geri dönmek, dünyanın en karanlık ve şiddet yanlısı rejimlerinden birine meşruiyet kazandıracak büyük bir hatadır. İsrail, İran’ın nükleer silah edinmesine izin vermeyecek. Anlaşmaya dahil olmayacak ve İran’a karşı tam bir hareket özgürlüğüne sahip olmayı sürdürecektir.”

Görevini yeni hükümete devretmeden önce Netanyahu, kendisinin İran politikasını sürdürmeyi hedefleyen Bennett’in bu sözlerini inandırıcı bulmayarak kendi hükümetiyle yeni hükümet arasındaki en temel ve İsrail’in geleceği açısından en önemli fark olarak şunları söyledi:

“Bennett’in İran’a karşı dimdik durmak hakkında söylediklerini dinledim ve bu konuda endişeliyim. Çünkü Bennett söz verdiği şeylerin tersini yapıyor. Bennett’in İran’a karşı durmasına olanak sağlayacak uluslararası itibarı, yetenekleri, bilgisi, inandırıcılığı, arkasında hükümet desteği yok.”

Ancak ABD, İran konusunda İsrail’in endişelerine pek kulak asmıyor gibi gözüküyor. Dışişleri Bakanı Lapid ile Blinken arasında yapılan görüşmede İsrail’in, İran’a yönelik atacağı adımları öncesi ABD’yi bilgilendirme sözü verdiği iddia edildi. “No Surprise” olarak isimlendirilen bu politika muhalefet lideri Netanyahu tarafından bir güvenlik sorunu olarak nitelendirildi. 

Bugünlerde İsrail’den çeşitli sıfatlarla yetkili isimler Washington ziyareti gerçekleştirerek Biden yönetimini anlaşmaya geri dönmekten vazgeçirmeye çalışıyor. Ancak ABD’li yetkililerden gelen mesajlar İsrail’in istediği türden değil. ABD’li üst düzey bir bakanlık yetkilisi son açıklamasında ABD’nin İsrail’le bu konuda fikir ayrılığı yaşadığının farkında olduğunu ancak ABD’nin yeni hükümetle olumlu görüşmeler yürütmeyi dört gözle beklediğini belirtti. 

İran’la alakalı gelişmelerin yanı sıra INSS’de Biden yönetiminin çevre sorunlarını dış politikada öncelik olarak belirlemesi sonrası Muhammed b. Selman’ın Suudi Arabistan’da 2030 vizyonunun bir parçası olarak Yeşil Devrim adı altında yenilenebilir enerjiyi teşvik eden bir projesinden bahseden bir yazı yayımlandı. Yazıda bu durumun İsrail ile Suudi Arabistan arasında yeni bir ticaret kapısı oluşturabileceği belirtildi. (Noach ve Gulanzsky 2021)

Sonuç Yerine

Yukarıda incelediğimiz son gelişmeler İsrail ve İbrahim Anlaşmalarına taraf olan Arap ülkeleri arasındaki ilişkilerin gerileyeceğine dair herhangi bir işaret taşımıyor. Aksine bölgedeki bazı gelişmeler özellikle ticari bağlamda iki taraf arasında daha derin iş birliklerinin habercisi olabilir. 

Referanslar:

  1.  https://www.inss.org.il/he/publication/uae-foreign-policy/
  2. https://dayan.org/content/uae-and-israel-developing-relations-and-challenge-ahead 
  3.  Bir ülkenin bir sektördeki dünyanın diğer ülkelerine oranla uzmanlaşmasını gösteren bir ölçüm yöntemi. Kabaca bir ülkedeki belli bir sektör ihracatının aynı sektörün dünyadaki ihracat oranına kıyasıyla ulaşılan değer. 1’den büyükse ilgili ülkenin belirtilen sektörde uzmanlaşmış ve çeşitli avantajlara sahip olduğu sonucuna ulaşılır.
  4. https://www.haaretz.co.il/news/politics/.premium-1.9873368 
  5.  İsrail açısından bu durumun nasıl bir avantaja dönüşebileceğinde dair bir analiz yukarıda incelendi.

Anadolu Yakın Doğu Araştırma Merkezi

Anadolu Yakın Doğu Araştırma Merkezi

İlgili Makaleler

Bir Cevap Yazın

Başa dön tuşu
%d blogcu bunu beğendi: