İsrail’in Gözünden Katar ve Körfez | 15 – 21 Ocak 2022

Önemli Gelişmeler
17 Ocak 2022: Husiler BAE’de 3 Kişinin Öldüğü Saldırıyı Üstlendi.
BAE’nin başkenti Abu Dabi’ye düzenlenen İHA saldırısında 3 yakıt tankerinde patlama meydana geldi. Saldırıyı Husiler üstlendi. Husilere ait El-Mesira kanalında yayımlanan açıklamada, “Yemen Kasırgası” adı verilen operasyonun, “Suudi Arabistan, ABD ve BAE saldırılarının tırmanmasına bir yanıt” olarak gerçekleştiği bildirildi.
18 Ocak: Bennett, BAE’ye Güvenlik İstihbarat Desteği Teklif Etti.
Twitter üzerinden yaptığı açıklamada İsrail Başbakanı Naftali Bennett, Husilerin üstlendiği saldırıyı kınayarak “İran destekli Husiler tarafından Abu Dabi’de gerçekleştirilen terör saldırılarını şiddetle kınıyor ve masum kurbanların ailelerine başsağlığı diliyorum.” dedi. Açıklamada ayrıca “Vatandaşlarınızı, benzer saldırılardan korumanıza yardımcı olmak için size güvenlik ve istihbarat desteği sunmaya hazırız.” ifadelerine yer verildi.
İsrail Basını ve Araştırma Merkezlerinde Katar ve Körfez Hakkında Çıkan Haber ve Yayınlar
“Körfez’de Yeni Gerçeklik: BAE Savaş Riski Altında” başlığıyla N12’de yayımlanan yazıda Husilerin BAE saldırısı ele alınıyor. Yazıda şunlara temas ediliyor[1]:
- Abu Dabi’ye yapılan saldırı, Yemen’de BAE destekli Amalika Tugaylarının Husilere karşı elde ettiği başarılara doğrudan bir yanıt olarak ele alınıyor. Güney Yemen’e açılan kapı olarak nitelenen Şebva ve Ma’rib illerinde Husilere karşı önemli zaferler elde edildiği belirtiliyor.
- Yazıda Husi tehdidinin menzilinin 1200 km’ye kadar çıktığı belirtilirken vurulan kamyonların ABD Hava Kuvvetlerinin de bulunduğu Dhafra Hava Sahasına yakınlığına dikkat çekiliyor.
- Yemen savaşında BAE’nin nihai hedefi Güney Yemen’i ülkenin geri kalanından koparmak olan bir strateji takip ettiği ifade ediliyor. Suudi Arabistan ile BAE arasında bu noktada bir ihtilaf olduğunun belirtilmesiyle birlikte artık Suudilerin de Husileri hezimete uğratmaktan umudu keserek BAE’nin bu planına ikna olmuş olabilecekleri ihtimaline de yer veriliyor.
- Yazıda ayrıca BAE’nin gelecekteki muhtemel İHA saldırılarını engelleme konusunda İsrail’den görüş alabileceğine değiniliyor.
“Katar ve ABD, Avrupa’yı Rus Gazına Bağımlı Olmaktan Kurtarmaya Çalışıyor.” başlığıyla Calcalist’te yayımlanan haberde şu hususlara temas ediliyor[2]:
- Rusya ile Ukrayna arasındaki kriz nedeniyle Avrupa ve ABD, Rusya’dan gaz arzının sekteye uğradığı senaryolara hazırlık yapıyor. Zira Avrupa, doğal gaz konusunda Rusya’ya oldukça bağımlı durumda gözüküyor. Bu durum Rusya’nın doğal gazı politize etmesine ve AB’ye karşı bir koz olarak kullanmasına olanak sağlıyor. Bundan mütevellit Avrupa ülkeleri uzun süredir doğal gaz kaynaklarını çeşitlendirme arzusu güdüyorlar.
- Katar gazı, Avrupa için alternatiflerden birisi olarak öne sürülüyor. Biden yönetimiyle birlikte Katar’ın ABD’nin bölgedeki en sadık müttefiklerinden birisi haline dönüştüğü vurgulanıyor.
- Bu noktada asıl sorunun Katar gazının kısa vadede Rus gazının yerini doldurup dolduramayacağı olduğu ifade ediliyor. Zira Katar, doğal gazın büyük bölümünü Çin, Japonya ve Güney Kore gibi ülkelere ihraç ediyor.
- Katar’ın 2011 yılında yaşanan tsunami sonrası Japonya’ya gaz arzını artırması örnek gösterilerek Katar’ın kısa vadede kısmen de olsa Avrupa doğal gaz sektöründeki payını artırabileceği belirtiliyor. Ayrıca Katar’ın yakın zamanda LNG üretim kapasitesini %43 artırmak için başlattığı projelere dikkat çekiliyor.
Şekil 1: Katar Gaz Şirketi, ülkedeki sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) üretim kapasitesini yıllık 77 milyon tondan 110 milyon tona çıkarmak amacıyla Ras Laffan sanayi şehrinde 4 yeni dev doğal gaz üretim hattının inşasına başladığını duyurdu.
- ABD, geçtiğimiz yıl LNG piyasasında Katar’ı geride bırakmıştı. Yeni yatırımlarla Katar’ın daha uygun fiyattan LNG arz etmesi beklendiği ve bu durumun ABD’li üreticileri zora sokabileceği belirtiliyor. Katar ve ABD arasındaki iş birliği bu noktada önem kazanıyor.
“Muhammed bin Selman’ın Büyüme Planına Darbe: ABD’li Şirketler Suudi Arabistan’dan Kaçıyor.” başlıklı yazıda şu hususlara temas ediliyor [3]:
- Suudi Arabistan’ın uluslararası büyük şirketleri cezbetme çabalarının yaşanan bazı aksilikler sebebiyle ters teptiği belirtilen yazıda şu durumlar ele alınıyor:
- Uber, General Electric ve diğer yabancı şirketler beklenmeyen vergi masraflarıyla karşılaştı,
- İnşaat şirketi Bechtel Corporation, kendisine ödenmeyen 1 milyar dolardan fazla parayı toplamakla uğraşıyor.
- İlaç firmaları Gilead Sciences ve Bristol-Myers Squibb ise fikri mülkiyetlerinin çalındığından şikâyet ediyor.
- Bu durumun Muhammed bin Selman’ın, petrol dışı sektörleri geliştirme hayallerini ciddi biçimde sekteye uğrattığı belirtilirken, ülkeye yatırım yapan yabancı şirketlerin vadettikleri genişleme planlarını askıya almaya başladıkları ifade ediliyor.
- Suudi Arabistan’a doğrudan yabancı yatırımın 2020 yılında 5,4 milyar dolara ulaştığı ancak bu rakamın hedeflenen 19 milyar doların oldukça altında olduğu vurgulanıyor.
[4]
Referanslar:
- https://www.mako.co.il/news-columns/2022_q1/Article-cf7d0942bbc6e71026.htm?sCh=5fdf43ad8df07110&pId=173113834&partner=lobby
- https://www.calcalist.co.il/world_news/article/s12fezsty
- https://www.globes.co.il/news/article.aspx?did=1001398956
- Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırım: Yabancılar tarafından Suudi Arabistan’a yapılan doğrudan yatırımın değeri
Doğrudan Sermaye İhracı: Suudi Arabistan vatandaşları tarafından dış ekonomilere yapılan doğrudan yatırımın değeri