Hasan Al-Shaghel
Giriş
Ekonomi, ülkelerin gücü ve uluslararası etkileri açısından önemli bir rol oynamaktadır. Dış politika ve askeri politika araçlarının ana kaldıraçlarından biri olan enerji kaynakları, sanayileşmiş ülkelerin ekonomilerinin temelidir. Bu ülkelerin endüstriyel, ekonomik ve hatta sosyal ilerlemesini desteklemek için temel faktör enerji kaynaklarıdır.
Coğrafi ve siyasi faktörler, petrol, gaz ve kömür gibi enerji kaynaklarını etkilemektedir. Enerji dağılımı ülkelerden ülkelere farklılık göstermektedir. Körfez ülkeleri çok büyük petrol ve gaz rezervlerine sahip iken, Avrupa’da bu rezervlerin bulunmaması, enerji ithalatçısı devletler arasında büyük bir rekabet ve dengesizliğe yol açmıştır, özellikle de enerji kaynaklarına karşı taleplerin yükseleceği beklentisiyle.
Harita-1: Enerji kaynakları dağılımı ve tüketen ülkeler
Haritaya bakıldığında, ABD hem enerji üreten hem de tüketen ülkeler arasında yer alıyor. Bu raporda, Moskova’nın Körfez ülkeleriyle uluslararası enerji alanında rekabetinin boyutlarını ele alırken, aynı zamanda Rus enerji güvenliği ve Körfez enerji güvenliği yaklaşımlarını incelemeye çalışıyoruz.
Gaz ve petrol rezervlerinin en çok bulunduğu ülkeler
Doğalgaz, petrole alternatif bir enerji olarak bilinir. Yüksek yeterlilik, düşük maliyet ve hava kirliliğini aza indirgeyen ve dünyanın enerji ihtiyacını sağlayan büyük bir enerji faktörü olarak bilinir. Temiz, güvenilir ve faydalı bir enerji kaynağıdır. Küresel enerji kullanımının yüzde 23.7’sini doğalgaz oluşturmaktadır. (2019, Toplam Enerji Tüketimi) (1). En fazla rezerve sahip olan ülkeler aşağıdaki grafikte gösterilmiştir [1]:
Grafik-1: En çok doğalgaz rezervine sahip ülkeler (Kaynak: Doğalgaz İç Tüketimi) [2]
Küresel petrol tüketimi çok büyük hacme sahiptir. Petrole dayalı sanayinin gelişmesi, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin ortaya çıkması petrol ihtiyacını artırmıştır. Petrole yönelik yüksek talep, büyük ülkelerin, petrol üreten ülkelere uluslararası baskısını arttırdı. Aşağıdaki grafikte en çok petrol rezervine sahip ülkelerin grafiği gösterilmiştir:
Grafik-2: 2018 yılı için en çok petrol rezervine sahip ülkeler (Kaynak: Petrol İç Tüketimi) [3]
En çok petrol ve gaz üreten ülkeler
Teknoloji alanındaki gelişmeler, petrol üreten ülkelerin, giderlerini petrole dayalı hale getirdi. Petrol piyasasındaki rekabet, ülkeleri daha fazla üretim yapmaya itti. Hatta bazı ülkeler kendi rezervlerini aşacak oranda enerji üretmeye başladı. Bu üretim, siyasi ve ekonomik baskı araçlarından biri haline geldi.
Aşağıdaki 3. Ve 4. istatistikte, ülkelerin petrol ve gaz üretim miktarları gösteriliyor:
Grafik-3: 2018 yılında en çok petrol üreten ülkeler (Kaynak: Petrol İç Üretimi, 2019) [4]
Grafik-4: 2018’de en çok gaz üreten ülkeler (Kaynak Doğalgaz İç Tüketimi, 2019) [5]
En çok enerji tüketen ülkeler
Enerji kaynaklarına uluslararası talebin yükselmesi, Hindistan, Brezilya ve Türkiye gibi yeni sanayi ülkelerinin doğması… Bu ülkeler, ekonomi sanayi alanındaki kalkınmayı gerçekleştirmek için yüksek miktarda enerjiye ihtiyaç duyuyor. Özellikle Doğu Asya’da nüfusun artması, sanayi gelişmelerinin enerji kaynaklarıyla ilintili olması ve bireysel tüketimin artması, uluslararası enerji tüketimini arttırdı. Aşağıdaki 5 ve 6 numaralı istatistikte, en çok enerji tüketen ülkeler gösteriliyor. Şuna dikkat çekmekte fayda var: “Çin, enerji kaynaklarının yüzde 71'ini yerli kömür üretiminden tüketiyor."
Grafik-5: 2018 yılında en çok petrol tüketen ülkeler. (Kaynak: Petrol İç Tüketimi, 2019) [6]
Grafik-6: 2018 yılında en çok gaz tüketen ülkeler (Kaynak: Doğalgaz İç Tüketimi, 2019) [7]
Enerji güvenliği kavramı
Araştırmacılar, üretim ve tüketim yapan ülkeler bazında enerji güvenliği kavramıyla ilgili bazı sorunlar bulmaktadır. Enerji güvenlik kavramının siyasi, güvenlik ve çevresel boyutları bulundurduğu gibi, arz-talep bağlamında ekonomik faktörleri ve kavramı etkileyen diğer boyutları da barındırmaktadır.
Geleneksel tanımıyla enerji güvenliği, yeterli üretim, makul fiyatlar ve herkesin erişebileceği kadar üretim yapmaktır. Enerji güvenliği, bir ülkede makul fiyatlarda enerji üretimi yapıldığı zaman olur. Büyük devletler, enerji güvenliğini sağlamak için enerji üreten ülkelere askeri ve siyasi müdahalelerde bulundular.
Uluslararası piyasada petrole yönelik arzın düşmesi, fiyatların yükselmesine neden olur. Bu da petrol tüketen ülkelerin ulusal güvenlik ve ekonomilerini etkiler. (Abdul Muti, 2014)
Dünya Bankası’nın enerji güvenliği tanımı şöyledir: ülkelerin enerji fiyatını makul fiyatlarda yapmasını sağlamak ve kullanmak. Bunun iki amacı var; yoksulluk seviyesini azaltan ekonomik, büyümeyi kolaylaştırmak ve vatandaşların modern enerji kaynaklarına ulaşımını sağlayarak, yaşam standartlarını yükseltmek. (Abdul Muti, 2014) [8]
Başlangıçta, Körfez ülkelerinin ve Rusya'nın enerji güvenliği politikasını birbirinden ayırmalıyız. Çünkü enerji güvenliği kavramı sadece ithalatçı ve ihracatçı ülkeler arasında değil, ihracatçı ülkelerin de enerji güvenliğine yaklaşımlarını belirleme konusunda değişkenlik göstermektedir.
Rus enerji güvenliği kavramı
Bu yüzyılın başında enerji güvenliği meseleleri Rus siyasetini büyük ölçüde etkilemiş ve 2012’de Rusya Enerji Güvenliği Belgesi kabul edilmiştir. Bu belge, Rus enerjisini tehdit eden Jeopolitik, ekonomik tehditleri dışlayan ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeyde devletin sorumlulukları ve mekanizmalarını yerine getirmektedir.
Enerji güvenliği, dış politikayı oluşturan en önemli unsurlardan biridir. Nitekim enerji kaynakları, Moskova’nın siyasetini belirleyen birincil unsur ve en önemli bir kriter. Ayrıca ekonominin birinci kaldıracağı ve dayanağı… Bunun yanı sıra, Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından, Putin’in göreve gelmesinden bu yana Rus kalkınmasının birinci unsuru.
Rusya’nın enerji güvenliği politikası şu şekilde uygulanmaktadır; gaz ve petrol rezervleri için talep yoksa ve yüksek fiyat verilemiyorsa, enerji etkileyici bir güç değildir. Bu bağlamda Rusya’nın yeni ihracat piyasası ve çeşitlilik arayışları sürüyor. Stratejik öneme sahip ülkelerde enerji alanında yatırım yapan Rusya, uluslararası enerji şirketleriyle anlaşmalar yapmak, bu şirketlerde hisse sahibi olmayı hedefliyor. (Abdul Muti, 2014) [9]
Körfez ülkelerine göre enerji güvenliği kavramı
Körfez ülkelerinin enerji güvenliği anlayışı diğer üretici ülkelerin anlayışından farklılık göstermektedir. Nitekim, Körfez ülkeleri daha ziyade ‘talep güvenliği’ kavramını esas almaktadır. Uluslararası piyasaya makul fiyatlarda ihracatı sürdürmek, yani tüm taraflara makul fiyatlar ve aynı zamanda yeterli miktarda enerji kaynağının bulunması, Körfez’in benimsediği tutumdur. Ancak bu yaklaşımın önünde bazı engeller bulunuyor:
Terör saldırılarına maruz kalabilecek Boru hatlarının güvenliği, Körfez ülkeleri için en önemli su yolu olan Tahran’a kadar uzanan ve her zaman İran tarafından kapatmakla tehdit edilen Hürmüz Boğazı. Körfez ülkeleri ihracatlarında ve yeni piyasalarda çeşitlilik sağlamayı hedefliyor. (Arefe, 2015) [10]
Rusya-Körfez rekabetinin boyutları:
Anlaşma ve sözleşmeler, genellikle uluslararası pazarda her devletin payını sınırlamak amacıyla arz artışını önlemek için yapılır. Çünkü arzın arttırılmasıyla fiyatlar düşer, dolayısıyla her ülke üretimini artırmaya ve pazarda daha büyük bir pay elde etmeye çalışır. Enerji kaynakları, ülkenin ekonomik, politik ve askeri alanlarında gelişimin temeli olarak görüldüğünden devletin üstün politikası ile ilişkilendirilerek ulusal güvenliğin büyük bir parçası haline gelmiştir. Enerji üreten ülkelerin çoğunun 'rantçı ekonomi sistemi'ne dayalı ülkeler olduğunu belirtmekte fayda var.
Rusya'nın uluslararası pazardaki payını arttırma politikası
2018'de Moskova 243 milyar metreküp doğalgaz ve 265 milyon ton petrol ihraç etti. Pekin, petrol ihtiyacının yüzde 15'ini Moskova'dan ithal ediyor. (2019, BP) (11) Avrupa Birliği ülkeleri, tüketimlerinin 3'te 1'inden fazlasını güvence altına almak için Rus gazına güveniyor. Moskova, uluslararası pazara yaptığı ihracatta çeşitlilik sağlamayı hedefliyor. Rusya, aşağıdaki politikalarla uluslararası pazarda yeni paylar kazanmaya çalışmaktadır:
Ortadoğu'daki gerginlik ve çatışma ortamını kullanma
Ortadoğu bölgesi bazı önemli gelişmeler yaşadı: 1973'teki petrol krizi: Arap ülkeleri, İsrail'i destekledikleri için özellikle Amerika Birleşik Devletleri ve batı ülkelerine petrol ihraç etmeyi durdurdu. Sonuç olarak, petrol fiyatları çılgınca yükselirken uluslararası pazardaki petrol miktarı azaldı. Sovyetler Birliği, bu süreci petrol üretimini artırmak için kullandı.
Birinci ve İkinci Körfez Savaşı, İran devrimi ve Arap Körfez bölgesindeki petrol tesislerine yapılan terör saldırıları, Amerika’ın, Afganistan ve Irak işgaline ek olarak Suudi Arabistan'daki petrol tesislerine yapılan saldırılar enerji piyasasında fiyatların yükselmesine ve bu ülkelerin uluslararası pazardaki paylarının azalmasında etkili oldu. En önemlisi de Körfez ülkelerinin çoğunun ihracat yaptığı darboğaz olan ve sık saldırılara maruz kalan Hürmüz Boğazı'nın güvenliğidir. Moskova, bu tip olaylardan her zaman en çok istifade eden ülke oldu. Arap Körfez ülkelerinin daha düşük üretim yapması ve Moskova'nın daha büyük pazar payları elde etmesi, bölgedeki petrol üretiminin çakılması, arz açısından aynı tehditlere maruz kalmayan ve herhangi bir güvenlik sorunu yaşamayan Moskova'nın uluslararası pazardaki itibarını artırdı. Son olarak Moskova, Washington'un Tahran'a, özellikle de enerji sektörüne uyguladığı yaptırım politikasından yararlandı. Moskova, Tahran'la takas yaparak diğer ham maddelerin ihraç edilmesi karşılığında düşük fiyatlarla petrol alarak, daha sonra uluslararası pazara sattı.
Boru hattı politikası
Boru hatları, sürekli ve doğrudan akışta büyük miktarları kaynaktan tüketiciye transfer ettikleri için en verimli ulaşım araçlarından biridir. 100 cm çapında bin kilometre uzunluğunda bir boru hattı günde yaklaşık 1 milyon varil petrol taşıyabilir. Boru hatları, inşa edilmesinin yüksek maliyetlerine rağmen, işletme ve bakım açısından nispeten ucuz olarak kabul edilir. (2018, Abyat, Petrol ve Gaz Taşımacılığı) [12]
Moskova, 2 numaralı haritada gösterilen 4 ana boru hattı sistemi ile Avrupa pazarına gaz ihraç ediyor:
Harita-2: Rusya’dan Avrupa’ya uzanan boru hatları
İlk hat, ana tedarik hattı olduğu için Ukrayna'dan AB ülkelerine uzanıyor. Ancak bu hattın yaptığı ihracat Moskova ve Kiev arasındaki krizden sonra askıya alındı.
İkinci hat ise Rusya'dan AB ülkelerine Belarus ve Polonya üzerinden uzanıyor.
Rusya'dan doğrudan Almanya'ya ulaşan Kuzey Akımı-1 hattı (Kuzey Hattı) olarak bilinen 3. hat, Baltık Denizi üzerinden uzanıyor. Bu hat, yıllık 55 milyar metreküp; yani Moskova'nın AB'ye ihracatının yüzde 37'sini taşıma kabiliyetine sahiptir. Bu nedenle Rusya için stratejik bir öneme sahiptir. Bu projenin amacı, başta Doğu Avrupa ülkeleri olmak üzere bazı AB ülkelerini aşarak, boru hattı transit ücretlerini ödemeden, gaz ihracının doğrudan Batı Avrupa ülkelerine ulaştırılması.
Dördüncüsü ise Türk Akımı projesi. Daha önce Moskova, Güney Akımı projesini Karadeniz ve Bulgaristan üzerinden Avrupa Birliği ülkelerine ulaştırmak için çalıştı. Ancak Avrupa Komisyonu 2014 yılında projeyi reddetti ve projeyi onaylaması halinde Bulgaristan'a karşı yasal işlem başlatmakla tehdit etti. Bu, Moskova'yı Ankara ile Türk taşkın hattını karalarından Türkiye üzerinden ve daha sonra Birlik ülkelerine yayması konusunda anlaşmaya itti.
Türk Akımı'nın dışında, Moskova ve Ankara'yı birbirine bağlayan yıllık 16 milyar metreküplük kapasitesiyle 'Mavi Akım' boru hattı da mevcuttur. (201, Otoriter devletlerin, özellikle Rusya'nın dış politikasının bir aracı olarak enerji) [13]
Rus-Çin doğalgaz boru hattına gelince, Rus şirketi Gazprom Çin'in yeni bir doğal gaz kaynağına sahip olmasını sağlamak için gaz tedarik etme amacıyla bir boru hattı kurma anlaşması imzaladı. Dolayısıyla Moskova'ya yeni bir pazar açılmış oldu. Gaz, aşağıdaki haritada gösterildiği gibi Sibirya gaz alanlarını Çin sahillerinin yakınındaki büyük tüketim merkezlerine bağlayan yeni bir boru hattıyla taşınacak (Harita-3):
Harita-3: Çin ve Rusya arasındaki boru hattı
Anlaşmaya göre Rusya, Çin'e 30 yıl boyunca yıllık 38 milyar metreküp gaz ihraç edecek. Anlaşmanın değerinin 400 milyar dolardan fazla olduğu tahmin ediliyor. Bu proje, Çin'in gaz talebinin yüzde 25'ini kapsayacağı için, Katar'dan yaptığı gaz ithalatını etkileyebilir. Katar'ın, Çin'e yaptığı ihracatın, Rus gazı ile rekabetten dolayı etkilenmesi beklenirken, bu durum Çin'e pazarlıkları yeniden gözden geçirerek daha ucuz fiyatlara LNG temin etmesi için baskı yapma imkânı tanıyacak. (2014, Badawi) [14]
Çalışmanın ilk bölümündeki verilere baktığımızda, Moskova'nın gaz rezervlerinde dünyada ilk sırada olduğunu, ayrıca büyük petrol rezervlerine sahip olduğunu görüyoruz. Ayrıca, önceki verilerde gösterildiği gibi, Asya ile Avrupa arasında uzanan geniş coğrafi konumu nedeniyle, Rusya'nın en büyük küresel enerji pazarlarını yani Çin ve Avrupa Birliği'ni denetleme avantajı elde ettiğini görüyoruz. Boru hatlarının döşenmesi politikası ile Moskova, Avrupa pazarındaki tekelini sağlamlaştırarak, Çin pazarında genişledi.
Gazprom yatırımlarının ülke üretimine etkisi
Moskova'nın enerji güvenliği politikasını tartışırken, Rus hükümetinin elinde bulunan ve Avrupa'ya uzanan gaz boru hattı ağlarını tekelleştiren dünyanın ikinci büyük enerji şirketi olan Gazprom'un oynadığı rolü göz ardı edemeyiz. Birinci şirket ise Amerikan Exxon Mobil'dir.
Gazprom'un Rus dış politikasında önemli bir rolü vardır. Uluslararası enerji piyasası üzerindeki büyük etkisi nedeniyle, dünyadaki en büyük gaz rezervlerine tahakküm etmektedir. Birçok uluslararası pazarda bu gazı çıkaran, üreten ve ihraç eden Gazprom'un avantajı, aynı zamanda hem üretici hem finansör konumunda olması ve büyük bir ulaşım altyapısına sahip olmasıdır.
Şirket, Türkmenistan ve Özbekistan'ın rezervlerine yatırım yapmak için büyük anlaşmalar yapmayı başardı. Bu rezervleri Rusya üzerinden uluslararası pazarlara ihraç etti. Şirket, Körfez, Mısır, Libya ve Cezayir'le birçok yatırım yaptı. Gazprom'u diğer ülkelerin üretim merkezlerinde çalıştırarak üretim üzerinde bir tür etki yaratabilirsiniz.
Körfez ülkelerinin uluslararası enerji pazarı politikası
Sanayi ülkeleri tarafından artan enerji kaynağı tüketimi ve Körfez bölgesinde var olan büyük rezervlere bağımlı olmaları, bölge ülkelerini uluslararası pazarda aktif ve etkili bir unsur haline getirmiştir.
Körfez'deki Enerji Kaynaklarının Özellikleri:
Üretim maliyeti: Petrol üretim maliyetleri ülkeden ülkeye değişir. Üretim maliyetlerindeki fark, petrol fiyatlarını etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Üretim maliyetleri doğal nedenlerle değişebilir. Örneğin, petrol dünya yüzeyine yakın derinliklerden çıkarıldığında, varil üretme maliyeti düşüktür. Ancak rezervler daha derinlerde ise, çıkarma maliyetleri artacaktır; yağ kalitesi düşük olduğunda da üretim maliyeti artar.
Kuveyt'te varil başına üretim değeri (örneğin) 8,5 dolar. Irak'ta 10,7 dolar, Suudi Arabistan 9,9 dolar, Birleşik Arap Emirlikleri'nde 12,3 dolar. (2016, 20 ülkede petrol üretiminin varil başına maliyeti) [15]
Doğalgaza gelince, Katar gazı, çıkarılması ve sıvılaştırılması (üretilmesi) kolaylığına ek olarak dünyadaki en kaliteli gaz olarak kabul edilir.
Rezerv ve üretim hacmi: Körfez ülkeleri uluslararası pazarda çok önemli bir role sahiptir. Çünkü kanıtlanmış küresel petrol rezervlerinin yüzde 29'una sahiptir. Tüm dünyada toplam günlük üretim 87-90 milyon varil iken, Körfez ülkeleri tek başına 23-25 ​​milyon varillik üretim hacmine sahiptir. Ayrıca dünyaca kanıtlanmış doğal gaz rezervlerinin yüzde 18,2'sine sahiptir (2018, BP) (16). Buradan çıkarılan petrol dünyanın hemen hemen her yerine ihraç edilmektedir. Gaz ihracatı ise Asya ve Avrupa pazarı ile sınırlıdır.
Körfez ülkelerinin yıllık olarak ihraç ettiği petrol miktarları şöyle: Çin'e yaklaşık 200 milyon ton, Hindistan'a 120 milyon ton, Japonya'ya 130 milyon ton, Güneydoğu Asya ülkeleri 279 milyon ton, Avrupa Birliği ülkelerine 150 milyon ton ve Amerika Birleşik Devletleri'ne 78.5 milyon ton (2018, BP) . Çin, gaz ithalatının üçte birini Katar'dan ithal ederken, Katar yıllık olarak Avrupa Birliği ülkelerine 23 milyar metreküp gaz (2018, BP) ihracatı yapmaktadır. (BP, 2018) [17]
Potansiyel enerji kullanımı: Körfez ülkelerinin, günlük üretimi 2 milyon varilden fazlasına çıkarma kabiliyeti bulunmaktadır. (2015, Arafa) [18] Yani bu miktar Rusya dışında petrol üreten bir ülkenin üretimini dengeleyebilecek düzeydedir. Bunu yaparak arz ve talebi değiştirebilir, fiyatları etkileyebilirsiniz. Körfez ülkeleri, küresel pazarda arz ve talep arasında istikrar sağlayabilir ve uluslararası enerji piyasasında dengenin sağlanmasında büyük rol oynar.
Avrupa Enerji Koruma Yasası PEES'ten Yararlanma
Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği tarafından önerilen bir yasadır. Amacı, Moskova'nın Avrupa enerji piyasasında, Kuzey Akım'ı tekeline alma riskini önlemektir. Bu yasa, vize yasağı ve 100 kilometrekareden fazla derin deniz boru hatlarının inşasına katılan gemilere ve şirketlere tam yaptırım uygulanmasını kapsar. (2019, Freid) [19]
Moskova her zaman ekonomik veya politik kazanımlar elde etmek için Avrupa Birliği'ni enerji kaynaklarının fiyatlarını yükseltmek veya ihracatı kesmekle tehdit ediyor. Rusya'nın Kırım'ı ilhak etmesinin ardından, Rus petrol şirketi başkanı Igor Sechin, “ABD ve Avrupa Rusya'yı tecrit etmeye çalışırsa, Rusya enerji alanında anlaşmalarına yapar, silah anlaşmaları yapar ve özellikle Avrupa'ya bağımlılığı azaltmak için harekete geçerek ve siyasi müttefikler aramak için doğuya yönelir. Özellikle de Avrupa'nın Rus gazına dayanma oranını azaltması ihracatta çeşitlilik arayışına girerek başka kaynaklara dayanması, Avrupa Birliği ülkelerinin gaz ve petrol ithal edebileceği alternatiflere yönelmesinden sonra, Rusya bu adımları atabilir. (Hazar Denizi ülkeleri, Cezayir ve Arap Körfezi ülkeleri).
Hazar Denizi ülkeleri coğrafi olarak kapalı yapısı, kıyılarının bulunmaması, Moskova'nın bu ülkelerin rezervlerine yaptığı yatırımlar ve Türkiye üzerinden boru hatlarını genişletememesi nedeniyle Avrupa Birliği ülkeleri için uygun olmayan bir seçenek gibi görünüyor.
Cezayir, Avrupa Birliği ülkelerine olan coğrafi yakınlığına ve gaz taşımak için boru hattı projelerinin uygulanmasına rağmen, bu ülkenin rezervlerine tam anlamıyla Rus gazına alternatif olarak güvenilemiyor.
Körfez ülkeleri bu noktada en şanslı ülkeler olabilir. Çünkü Rus ihracatıyla denge oluşturabilecek büyük miktarlarda enerji kaynağına sahiptir. Deniz kıyıları ile ihracat için kurulan limanların yeterli miktarda bulunması da bunu destekler niteliktedir.
Özet
Enerji kaynakları üreten ülkeler, enerji güvenliğini tanımlama ve bu kavrama yaklaşım konusunda farklılık gösterir. Her ülkenin, sahip olduğu rezervlerin siyasi ya da ekonomik alanda oynayacağı rolü belirlemede birtakım hedefleri vardır. Moskova, dış politika, kalkınma ve ekonomide bir paradigma yaratmak için kaynaklarını yatırım aracı olarak kullanmıştır.
Aynı zamanda Rusya; çatışmalardan, Ortadoğu'daki ve Körfez ülkelerinde istikrarsızlıktan, Tahran ve Riyad arasındaki çekişmeden en fazla yararlanan ülke olmuştur. Çünkü bu bölgedeki herhangi bir gelişme, petrol üretiminin istikrarsızlaşmasına ve dolayısıyla uluslararası pazardaki ihracatın etkilenmesine yol açacaktır. Bu durum da Moskova'ya fayda sağlayacak ve uluslararası pazardaki payını artıracaktır. Bununla beraber, Moskova, fiyatlarda beklenen artıştan da yararlanacaktır. İşte tüm bunlar, Moskova'nın Ortadoğu'daki çatışmalara katılımını ve bölgede askeri üsler inşa etmesine neden olan faktörlerdir.
Raporlara göre, İran'ın Buşehr limanında bir askeri üs inşa etmeye çalışan Moskova, özellikle Avrupa Birliği ve Çin'deki tüketim alanlarıyla bağlantı kurmak için ise bir boru hattı politikası gütme peşinde.
Moskova, Gazprom şirketinin yaptığı yatırım ve satın aldığı hisseler ile diğer ülkelerin üretimini etkilemeyi başardı. Moskova, bu politikaları ile uluslararası pazardaki payını artırarak, Körfez ülkelerinin payını geçmek istiyor.
Körfez ülkeleri, sahip oldukları çeşitli avantajlar nedeniyle uluslararası pazarda arz güvenliği kavramını benimsiyor. Körfez rezervleri, dünya yüzeyine yakınlığı nedeniyle düşük üretim maliyetine sahiptir. Ortalama bir varil petrol üretimi 10 dolara ulaşırken, bu durum petrol fiyatlarındaki düşüşle başa çıkmayı mümkün hale getirir. Ayrıca, kanıtlanmış küresel petrol rezervlerinin yüzde 29'una ve küresel gaz rezervlerinin 18.2'sine sahiptir.
Körfez ülkeleri, dünyanın en önemli tüketici pazarlarından biri olan Çin pazarına ek olarak, Rus tekelini kırarak Avrupa pazarındaki payını artırmak için PEES yasalarından yararlanmaya ve Amerikan üretimlerine olan bağımlılığını azaltarak ihracatta çeşitlilik arıyor.
Bu nedenle Körfez ülkeleri, sadece batı pazarına yönelik Doğu-Batı boru hattı kapasitesini, günde 6 milyon varilden fazla kapasiteye ulaştırması gerekir. Bunun yanı sıra, petrol gemilerinin geçişi için terör saldırılarına veya İran tarafından baskıya maruz kalan Hürmüz Boğazı'na alternatifler bulmak zorunda.
En iyi alternatifin, Yemen'de Arap Denizi kıyılarında liman inşa ederek, geliştirmek ve bu limanı boru hatları ile üretim alanlarına bağlamak olduğuna inanıyoruz. Eğer bu gerçekleştirilirse, Asya pazarı açısından bir başlangıç noktası haline gelecek ve Körfez ülkelerinin Tahran'ın baskısından kurtularak Asya pazarına daha yakın olacağını düşünüyoruz. Aşağıdaki Harita-4'te gösterildiği gibi.
Harita-4: Yeşil renk ile gösterilen Doğu-Batı projesi, petrolü Akdeniz limanlarına taşıyor. Kırmızı renk ile gösterilen proje ile Hürmüz Boğazı engelinin aşılması planlanıyor.
Kaynaklar:
2- https://www.eia.gov/international/data/world/natural-gas/dry-natural-gas-production?
5 - https://www.eia.gov/international/data/world/natural-gas/dry-natural-gas-consumptio?
7 - https://www.eia.gov/international/data/world/natural-gas/dry-natural-gas-consumption
8 - 2014 عبدالمعطي عمرو ، ٢٠١٤ ، أمن الطاقة في السياسة الخارجية الأمريكية ، المركز العربي للأبحاث والدراسات السياسية ، الامارات العربية المتحدة .
9 - مصدر سابق
10 https://www.bp.com/en/global/corporate/energy-economics/statistical-review-of-world-energy/oil.html
11- عبيات لارا ، وسائل نقل البترول والغاز ، ٢٠١٨ ، موقع موضوع ، أخر دخول ٩. ٢. ٢٠٢٠ . https://mawdoo3.com/وسائل_نقل_البترول_والغاز
12 - Energy as a tool of foreign policy of authoritarian states, in particular Russia، euroean parliment, Policy Department for External RelationsDirectorate General for External Policies of the Union PE 603.868 - April 2018.
13 بدوي عمر ، انعكاسات جيوسياسية لصفقة الغاز الروسية-الصينية، 2014, مركز أخبار الجزيرة . أخر دخول 2020.9.2 .
14 - https://arabic.rt.com/news/826811-تكلفة-إنتاج-برميل-النفط-الواحد-في-20-دولة/#
15 - مصدر سابق BP
16 -مصدر سابق BP
17 - عرفة ، مصدر سابق
18 - Daniel Fried، Russia gas pipeline sanctions legislation (PEES Act): A way ahead، 2019، https://www.atlanticcouncil.org/blogs/new-atlanticist/russia-gas-pipeline-sanctions-legislation-pees-act-a-way-ahead/