Site icon Anadolu Yakın Doğu Araştırmaları Merkezi

İsrail’in Gözünden Türkiye | Ekim 2021

Ekim Ayı Önemli Gelişmeler

7 Ekim 2021: T.C. Dışişleri Bakanlığından İsrail’e Kınama

Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, İsrail’de bir mahkeme tarafından alınan Yahudilerin Mescid-i Aksa’da sessizce ibadet etme hakkı olduğunu iddia eden karar kınandı.

7 Ekim 2021: 15 Mossad Casusuna MİT Operasyonu

Sabah gazetesinde yayımlanan habere göre MİT tarafından yapılan operasyonda 15 Mossad ajanı yakalandı. Tamamı Arap asıllı olan şüphelilerin, Türkiye’de yaşayan Filistinlilerin üniversitelere nasıl girdiği ve hükümet tarafından nasıl desteklendiği gibi konular hakkındaki bilgileri Mossad’a ilettiği ifade ediliyor. İsrail tarafında olaya ilişkin açıklama yapan Knesset Dış İlişkiler ve Güvenlik Komisyonu Başkanı ve Eski Mossad Müdür Yardımcısı Ram Ben-Barak, tutuklanan 15 kişinin Mossad’la hiçbir bağlantısı olmadığını ifade etti.

22 Ekim 2021: Putin-Bennett Görüşmesi

İsrail Başbakanı Naftali Bennett ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Soçi’de bir araya geldi. Görüşmeye tercüman olarak katılan İsrail İskân Bakanı Zeev Elkin görüşme sonrası yaptığı açıklamada Rusya’nın, İsrail’in Suriye’deki hava saldırılarını engellememeyi kabul ettiğini ifade etti.

23 Ekim 2021: 6 Filistinli STK, Terör Örgütleri Listesine Eklendi.

İsrail hükümeti, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi ile bağlantılı oldukları gerekçesiyle 6 Filistinli insan hakları kuruluşunu terör örgütleri listesine aldığını açıkladı. 

23 Ekim 2021: T.C. Dışişleri Bakanlığından İsrail’e Kınama

Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, İsrail’in çeşitli yerleşim yerlerinde 3100 yeni konut projesini onaylaması kınandı.

Ekim Ayında İsrail Basını ve Araştırma Merkezlerinde Türkiye Hakkında Öne Çıkan Yayınlar

“Türkiye’nin Orta Asya Perspektifi: Önce Aile mi Geliyor?” başlıklı, Oğul Tuna tarafından kaleme alınan yazı Moşe Dayan Stratejik Araştırmalar Merkezinde yayımlandı.Türkiye’nin Orta Asya Türk devletlerine dönük dış politikasında yaşanan paradigma değişimlerinin incelendiği yazıda şu hususlara değiniliyor:[1]  

“Türkiye ile Rusya Arasında Gelişen İlişkiler İsrail’i Endişelendiriyor.” başlıklı yazı Jerusalem Post gazetesinde yayımlandı.[2]

Ekim Ayı Genel Değerlendirme

İsrailli analistler son döneme kadar Orta Doğu’yu keskin bloklar şeklinde okuma eğilimi göstermekteydi. Bu analizlerde Katar ve Türkiye bir bloku temsil ederken diğer eksende ise Mısır, BAE, Suudi Arabistan ve Bahreyn gibi ülkeler yer almaktaydı. Bu durum İsrail’in bölgede İran karşıtı net bir savunma bloku oluşturduğu izlenimi vermekteydi. Ancak son dönemde yaşanan gelişmeler, bölgede bu denli keskin bir gruplaşmanın mümkün olmadığına işaret etmektedir. 

Biden döneminin bitmesiyle birlikte bölgede oluşan güç boşluğu ve yeni ABD yönetiminin İran’a karşı tutumu, bölgedeki bloklar arasındaki geçişkenliği artırmış gözükmektedir. İbrahim Anlaşmalarına taraf olan Körfez ülkelerinin İran’la diyalog yoluna gitmesi, Katar’la diplomatik ilişkilerin yeniden tesis edilmesi gibi gelişmelerin yanı sıra Türkiye’nin attığı çeşitli adımlar da bu bağlamda ele alınabilir.

Ağustos ayında Türkiye-BAE ilişkileri açısından önemli olarak atfedebileceğimiz iki gelişme, ilerleyen süreçte iki devlet arasında daha geniş iş birliklerinin sinyali olarak yorumlanmıştı. Benzer şekilde Türkiye ile Mısır arasında da müzakereler devam etmektedir. İsrail-Türkiye ilişkilerinde ise olumlu sayılabilecek birkaç adım atılmasına rağmen henüz bu adımlar somut çıktılar getirmemiştir.

İsrail medyasında yer alan analizlerde Türkiye’nin bu adımlarını açıklamada, Türkiye’nin dış siyasette maruz kaldığı izolasyondan kurtulma çabası ve iç siyasetteki baskılar gibi argümanlar ön plana çıkmaktadır. Fakat bu argümanlar yukarıda bahsettiğimiz şekilde keskin bir bloklaşma üzerinden yapılan okumaların neticesi olarak görülebilir.  Bu açıdan İsrail basınında yer bulan analizlerin, Türkiye dış politikasını indirgemeci bir yaklaşımla ele aldığını ifade etmek gerekmektedir. 

Bu indirgemeci yaklaşım, Türkiye ile Mısır, BAE ve Suudi Arabistan arasındaki ikili ilişkilerde yaşanan son gelişmeleri, Türkiye’yi bu ülkelere muhtaç bir şekilde konumlayarak okumaktadır. Bu durum ikili ilişkilerin geliştirilmesinden sadece Türkiye’nin menfaat elde edeceği sanısını doğurmaktadır. Ancak tek taraflı menfaat kazancı ikili diplomatik ilişkilerin doğasına aykırıdır. Buna paralel olarak, hiç şüphesiz Türkiye ile geliştirilen ilişkilerde de karşılıklı menfaatler gözetilecektir. İsrail’deki beklentilerin aksine Türkiye, ciddi tavizler vermeden bu ülkelerle ilişkileri belirli bir ölçüde yukarıya taşıma kabiliyetine sahip olacaktır. Türkiye; savunma sanayisi, Avrupa ve Orta Asya devletleriyle irtibatı ve bu noktadaki avantajlı konumu, Suriye ve Libya’da elde ettiği konumları, geniş piyasası ve sunduğu yatırım olanaklarıyla bölgede stratejik önemini korumaya devam etmektedir. Bütün bunlar Türkiye ile ilişkilerini okumada bölge ülkelerinin göz ardı edilmemesi gereken gerekçeler olarak ele alınmalıdır.

Bu ay yayımlanan ve raporumuzda yer bulan “Türkiye ile Rusya Arasında Gelişen İlişkiler İsrail’i Endişelendiriyor.” başlıklı yazı Türkiye’nin dış politikada zannedilenin aksine tek bir paradigma üzerinden hareket etmediğine dikkat çekmesi bakımından önemlidir. İsrail’in de Türkiye’nin bu hamlelerini yakından takip edeceği bir diğer gerçeklik olarak eklenebilir. Bu noktada İsrail açısından asıl soru Türkiye ile bahsi geçen devletler arasındaki ilişkilerin derinliği ile Türkiye ve diğer devletlerin mevcut konumlarından ne kadar taviz vereceği olacaktır. Zira Türkiye bu süreçte mevcut konumunu korumayı başarır ve lider ülke olma iddiasını sürdürürse bu durum İsrail’in bölgesel güvenlik stratejileri açısından da bir önem arz edecektir.

Bu ay Türkiye-İsrail ilişkileri açısından ele alınabilecek bir diğer gelişme de MİT tarafından 15 Mossad ajanına yönelik gerçekleştirilen operasyondur. İsrail basını olayı aktarırken 2020 yılında ortaya atılan Hamas’ın Türkiye’de bir istihbarat merkezi kurduğu iddialarına da yer vermiştir. İsrail adına olay hakkında yorum yapan Ram Ben-Barak, tutuklanan kişilerin Mossad’la bağlantısı olmadığını söyleyerek Türkiye’yi, istihbarat çalışmalarını başarılı göstermek için yalan bilgileri yaymakla suçlamıştır. Yine olayla alakalı İsrail’deki birçok televizyonda Türkiye uzmanı olarak yorumuna başvurulan Hay Eytan Cohen Yanarocak da bu haberleri TL’nin düşüşünü gölgeleme girişimi olarak yorumladı.

Referanslar:

  1.  https://dayan.org/content/central-asian-perspective-turkey-does-family-come-first
  2. https://www.jpost.com/opinion/growing-relations-between-turkey-russia-is-concern-for-israel-opinion-681384