Bu araştırma dizisinde, Türkiye’nin son 5 yılda (2015-2020) uluslararası duruşundaki gelişmelerini, iç meseleleri ve bölgesel durumunu inceliyoruz. Söz konusu zaman dilimi, Türkiye’nin niteliksel ve köklü değişikliklere tanıklık ettiği yıllardır. 2016’daki başarısız darbe girişimi, ardından ülkenin yeniden yapılanması, toparlanmaya çalışması, yapılan referandumun etkileri, başkanlık sistemine geçilmesi ve buna eşlik eden uluslararası ve bölgesel değişiklikler, en önemlisi de Donald Trump’ın Amerika Birleşik Devletleri başkanlığına gelmesi ve ardından Joe Biden’ın Beyaz Saray’a yerleşmesiyle Amerikan yönetiminin önceliklerinin değiştiği yıllar… Bu süreçte, Türk dış politikası hem masada hem de sahada Suriye ve Libya gibi uluslararası arenalara yönelmiş, Afrika ve Orta Asya’da Türk rolü etkinleşmiştir. Tüm bunların üstüne ortaya çıkan koronavirüs salgını, ekonomik, sosyal ve siyasi değişikliklere yol açmıştır. Yaşanan tüm bu gelişmeler, son 5 yılı Türkiye için bir kilometre taşı haline getirmiştir. Bu bağlamda çalışmalarımızda; Türkiye ekonomisini; enerji alanındaki gelişmeleri, askeri sanayileşmeyi iç meseleler ve dış ilişkiler ışığında mercek altına alacağız. Ayrıca, Türkiye’nin bölgesel ve uluslararası rolünün yükselişini ve üstünlüğünü inceleyerek uluslararası konumunu geliştirmeye yönelik mevcut tutumu nedeniyle karşı karşıya olduğu zorlukları ele alacağız. Bu araştırma dizisinin gerçeklerin aydınlatılmasına ve 5 yıl önceki Türkiye’ye kıyasla şimdiki Türkiye’nin kapsamlı bir resminin çizilmesine katkıda bulunacağını umuyoruz.
Dr. Mustafa Al-Wahaib
Anadolu Yakın Doğu Araştırmaları Merkezi
- Giriş
2002 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti) iktidara gelmesiyle kapsamlı bir kalkınma sürecine giren Türkiye, dünyanın en büyük 20 ekonomisinden biri haline geldi. Bu durum Türkiye’nin sanayi ve teknolojik kalkınmasını sağlamak için yurt dışından enerji ithal etme ihtiyacını artırmıştır. Özellikle de nüfus artmaya devam ederken, enerji ihtiyacının Türkiye ekonomisi üzerinde yarattığı tüm baskılar da ikiye katlanmıştır.
Enerji sektörü, turizm, tarım, ulaşım ve lojistik gibi çoğu sektörlerle doğrudan bağlantılıdır. Uluslararası Enerji Ajansı’nın çalışmalarına göre, elektrik kullanımındaki artışla beraber Türkiye’de enerji tüketiminin de artış beklenmektedir. Bu nedenle Türkiye ekonomik büyümesini sürdürmek için enerji kaynaklarını çeşitlendirmek zorundadır. Türkiye enerji piyasaları iki ana özellik ile tanımlanabilir. İlk özellik artan taleptir. Uluslararası Enerji Ajansı’na (IEA) göre, Türkiye, IEA üye ülkeleri arasında en hızlı orta ila uzun vadeli enerji büyümesini yaşayacaktır.
İkinci özellik, ithalata bağımlılıktır. Türkiye’nin birincil enerji kaynaklarında ithalata bağımlılık oranı yaklaşık yüzde 70 civarındadır. Bu artan talebi karşılamak için Türkiye enerji piyasalarını geliştirmeye; büyük piyasa reformlarını uygulamaya, altyapısını geliştirerek ithalatında çeşitlilik sağlamaya karar vermiştir.
2. Türkiye’nin Enerji Güvenliği Politikası
Türkiye’de enerji güvenliğinin sağlanması, devletin siyasi, ekonomik ve sosyal güvenliği ile bağlantılıdır ve ülkenin yaşadığı gelişim ve kalkınma sürecinin devamı adına devletin ulusal güvenlik önceliklerinden biridir.
Türkiye’nin enerji politikası, ithalat kaynaklarının çeşitliliğini artırmaya, enerji sektöründeki yatırımları korumaya ve uluslararası bir koridor olarak gazın Türkiye topraklarından taşınmasında etkin bir rol oynamaya odaklanmaktadır. Türkiye, enerji güvenliğini sağlamada bir yandan Doğu ile Batı arasındaki diğer yandan da enerji kaynağı üreten ülkeler ve Avrupa Birliği’ndeki tüketici ülkeler arasındaki jeopolitik konumuna güvenmektedir. Türkiye enerji politikasını; ticaret fırsatları sunan, fiyat belirleyen, stokları ve boru hatlarını koruyan ve böylece enerji güvenliğine katkıda bulunan uluslararası bir merkez olarak belirlemektedir.
Türkiye’de nüfus artışı hızlanmaktadır. Bu da iç enerji talebinde artışa sebep olmaktadır. Dünya Enerji Konseyi tarafından derlenen 2018 Dünya Enerji Üçlü Endeksi’ne göre, “Enerji güvenliğinin derecesi, arz çeşitliliği açısından Avrupa Birliği’ndeki diğer ülkelere kıyasla Türkiye’de artmıştır.” Rapora göre 2018 yılında Türkiye’nin enerji güvenliği sıralaması 2019’a göre 15 sıra yükselmiştir.
3. 2015 öncesi ulusal enerji stratejileri ve politikaları
Türkiye’nin enerji altyapısının sağlam olmaması nedeniyle enerji güvenliği politikası büyük ölçüde boru hatlarından gelen ithalata bağımlı olmuştur. Örneğin, Türkiye, boru hatları üzerinden ağırlıklı olarak gaz ithal ediyordu; Türkiye’de 2000 yılından önce yalnızca iki gaz sıvılaştırma tesisi bulunduğundan, gaz sıvılaştırma, depolama ve nakliye altyapısı günlük tüketim için yeterli değildi. İthal sıvılaştırılmış gazın oranı, toplam ithalatın yalnızca yüzde 15’ini oluşturuyordu. Ek olarak, maksimum stratejik depolama kapasitesi, yıllık tüketimin yüzde 5’ine eşit olan yalnızca 3 milyar metreküpe tekabül etmekteydi. Bu miktar, ithatalatın tehlikeye girmesi durumunda yalnızca birkaç gün yetecek düzeydeydi.
Türkiye’nin enerji güvenliği, gaz ithalatının yarısından fazlasında Rusya’ya bağımlı olması nedeniyle tehdit altındaydı. Rusya’nın 2014 yılında Türkiye’ye yönelik doğalgaz ihracatı 26,9 milyar metreküp civarındaydı. Bu da toplam doğalgaz ithalatının yüzde 54,76’sını temsil etmektedir. Bu oranın yüzde 18,13’ünü İran, yüzde 12,33’ünü Azerbaycan, yüzde 8,48’ini Cezayir ve yüzde 2,8’ini Nijerya izlemektedir. Türkiye’nin doğalgaz arzında Rusya’ya aşırı bağımlılığı, Rusya’ya karşı dış politika yürütme kabiliyetini kısıtlamıştır. Bu da iki ülke arasında ortaya çıkabilecek herhangi bir krizde Türkiye’nin arzını tehlikeye atmıştır.
2014 yılında yenilenebilir enerji kaynaklarının genel enerji tüketimindeki payı yüzde 9,1’di. Şekil 1’de görüldüğü gibi, bu oranın düşük olmasının nedeni bu sektöre ilişkin üretilen projelerin yetersiz olmasıdır. (Rüzgar enerjisi, güneş enerjisi ve hidroelektrik enerjisi gibi).
Şekil-1’e bakıldığında, fosil enerji kaynaklarına bağımlılığın yüksek olduğu, yenilenebilir enerjiye bağımlılığın az olmasının yanı sıra, devletin elektrik enerjisi üretecek nükleer enerji için projeleri olmadığı gerçeği ortaya çıkmaktadır. Ayrıca devlet, karasularında gaz ve petrol kaynaklarının keşfi açısından kayda değer bir araştırma ve keşif çalışmaları yürütmüyordu.
4 – Türkiye’deki enerji kaynakları haritası
Türkiye’de tüketim oranı yıllık yüzde 3 ila yüzde 8 arasında artış göstermektedir. Zira Türkiye, sürekli ekonomik ve teknolojik gelişme aşamasında olan bir ülkedir. Bu nedenle devlet, kalkınma sürecini garanti altına alan istikrarlı enerji güvenliğini sağlamak için mevcut tüm fırsatlardan yararlanmaya çalışmaktadır. Şekil-2’de görüldüğü gibi, Türkiye enerji üretimi için tüm doğal kaynakları hedef almaya çalışmıştır. Çünkü Türkiye, politikasını kendisi için daha güçlü enerji güvenliği sağlayacak enerji kaynaklarının optimum kullanımına yönelik düzenlemiştir.
5. Yenilenebilir Enerji
Türkiye birçok yenilenebilir enerji kaynağına sahiptir. Bu kaynaklar, sürdürülebilir enerji kaynaklarını güvence altına alınmasına katkı sağlar. Ülke, kömür, doğalgaz ve bazı nükleer yatırımların yanı sıra artan ihtiyacı karşılamak, ithalata bağımlılığı azaltmak ve enerji güvenliğini artırmak için çeşitli stratejiler üzerinde çalışmaktadır.
Güneş, rüzgar enerjisi ve su kaynaklarından bol miktarda yenilenebilir enerji kaynağına sahip olan Türkiye’de, yenilenebilir enerjinin; enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesindeki rolü büyüktür. Tablo-1’de yenilenebilir enerjilerin elektrik üretimine katkısındaki artışı gösterilmektedir.
Yıl | Üretime katkısı |
2015 | %31.9 |
2016 | %32,9 |
2017 | %29.3 |
2018 | %32 |
2019 | %43.5 |
Tablo-1: yenilenebilir enerjilerin elektrik üretimine katkısındaki artış
6. Türkiye’deki kömür rezervleri
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Türkiye’nin uluslararası arenada orta düzeyde kabul edilen kömür rezervlerine sahip olduğunu açıkladı. Türkiye’deki kömür rezervi, küresel rezervin yaklaşık yüzde 0,6’sına tekabül eden 18,5 milyar tondan oluşuyor. Kömür, elektrik ve çelik üretiminde önemli bir malzeme olarak kullanılıyor. Kömür, Türkiye’de kısa ve orta vadede kalkınma ve enerji planlarında önemli bir rol oynamaktadır. Tablo-2, Türkiye’nin yıllık kömür tüketimini göstermektedir.
Yıl | Yıllık tüketim (bin ton) |
2015 | 58.5 bin ton |
2016 | 73 bin ton |
2017 | 74 bin ton |
2018 | 83.9 bin ton |
2019 | 87 bin ton |
Tablo-2: Türkiye’nin yıllık kömür tüketimi
7. Türkiye’nin yıllık doğal gaz ithalatı
Türkiye’nin doğalgaz tüketimi 2017 yılında 53,9 milyar metreküpe ulaştı, ardından 2018 ve 2019’da azaldı. Tablo-3’te gösterildiği gibi, gaz tüketimi 2018’de yüzde 8,6, 2019’da ise yüzde 8 azaldı. 2020 yılının ilk 7 ayını bir önceki yılın aynı dönemiyle karşılaştırdığımızda, doğalgaz tüketimindeki düşüş eğiliminin devam ettiği görülmektedir. Bu düşüş eğiliminde Covid-19 salgını, doğalgaz santrallerinin üretimindeki değişiklikler ve kaydedilen sıcaklıklardaki iklim değişikliklerinin rol oynadığı varsayılabilir. Gaz ithalatı 2017 ve 2018’e göre yüzde 14 ve yüzde 4 oranında azalmıştır. Yunanistan ve Bulgaristan’a yapılan gaz ihracatı ise 2018 yılına göre yüzde 13,3 artarak 763 milyon metreküpe ulaştı.
Evlerde tüketilen doğal gaz miktarı 2019’a göre yüzde 14 artışla 14,4 milyar metreküpe ulaşırken, 2020’nin ilk yedi ayında doğalgaz tüketimi bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3,5 azaldı. Korona salgını nedeniyle hizmet sektörü, petrol rafinerileri, kimya sektörü ve dönüşüm sektörlerine olan talepte de düşüş yaşandı.
Yıl | İthal edilen miktar (milyar metreküp) |
2015 | 48 milyar metreküp |
2016 | 46 milyar metreküp |
2017 | 53.9 milyar metreküp |
2018 | 49.7 milyar metreküp |
2019 | 44.8 milyar metreküp |
Tablo-3: Türkiye’nin yıllık doğalgaz ithalatı
Türkiye’de enerji değerlendirmelerine dahil olan EPDK’nın verilerine göre, Türkiye’nin LNG ithalat hacmindeki payı her geçen yıl artmaktadır ve 2019 yılında bu oran yüzde 28 seviyesine ulaşmıştır. 2020’nin ilk yedi ayında LNG’nin payı 2018’in aynı dönemine göre yüzde 41 artış gösterirken, bu oran 2017’nin tamamındaki LNG ithalatının üstündedir. Şekil-3, 2015 yılından bu yana LNG ithalatındaki artışı göstermektedir.
LNG ithalat oranındaki artış, Türkiye’de doğalgaz arz güvenliğinin sağlanmasına önemli ölçüde katkıda bulunan gaz depolama ve sıvılaştırma alanındaki çeşitli gelişmelerden kaynaklanmaktadır. Türkiye, son 5 yılda depolama sürecini genişletmiş ve yaklaşık 5,5 milyar metreküp depolama kapasitesine ulaşmıştır. İlk yapılan LNG terminalleri şöyle: birincisi; Marmara Ereğlisi, ikincisi; Ege Gaz- 2006, üçüncüsü; 2016’da inşa edilen Etki Liman, dördüncüsü, BOTAŞ. 2017 yılında faaliyete geçen Yüzer LNG Depolama ve Gazlaştırma Ünitesi BOTAŞ sıvılaştırılmış doğalgazın depolanması ve iletim hatlarına taşınması amacıyla kurulmuştur. Hükümet ayrıca, Türkiye’deki envanteri yıllık gaz tüketiminin yüzde 20’sine çıkaracak büyük bir depolama tesisi inşa etme sürecindedir.
2010-2017 yılları arasında Rusya’nın Türkiye’ye doğal gaz ithalatındaki payının ortalama yüzde 54 olduğu, ancak Tablo-4’te gösterildiği gibi 2018’in başından itibaren Rusya’dan ithalatın azalmaya başladığı belirtilmektedir.
İthal edilen ülke | 2015 | 2016 | 2017 | 2018 | 2019 |
Rusya | %56 | %52.9 | %51.9 | %46.9 | %33 |
İran | %16 | %16.6 | %16.7 | %15.6 | %18 |
Azerbaycan | 11 | 14 | %11.8 | %14.9 | %21 |
Cezayir | %8 | 9.2 | %8.4 | %9.1 | 12.5 |
Nijerya | %3 | %2.6 | %2.4 | %4.3 | 3.8 |
Katar | %4 | %2 | %2.8 | %5.9 | %6 |
Tablo-4: Türkiye’nin doğalgaz ithalat kaynakları
Türkiye 2019 yılında Azerbaycan’dan 9,6 milyar metreküp gaz ithal etmiştir. Bu rakam, Azerbaycan’ın Türkiye’ye yaptığı ihracatta bu zamana kadarkilerin en yükseği olarak kaydedilmiştir. 2020’nin ilk 7 ayında da Azerbaycan’ın payında yüzde 23’lük bir artış kaydedilirken, aynı dönemde Rusya ve İran’dan yapılan doğalgaz alım hacmi ve bu iki ülkenin 2018 yılının aynı dönemine göre ülkenin toplam ithalat içindeki payı azalmıştır.
Rakamlar üzerinden değerlendirme yapılırsa; Türkiye’nin Rusya ile arasındaki bazı siyasi anlaşmazlıklar nedeniyle (Suriye, Libya, Karabağ, Karadeniz güvenliği) Rusya’dan yaptığı gaz ithalatını azaltması olası bir durumdur. Bu meselelerdeki görüş ayrılıkları Rusya’yı Türkiye’ye gaz ihraç etmeyi bırakmaya itebilir. Nitekim Rusya, 2008’de Doğu Avrupa ülkeleri ve Gürcistan’a gaz ihraç etmeyi bırakmıştı. Türkiye’nin Rusya’dan ithal ettiği gazı azaltmasında özellikle Trans-Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı’nın (TANAP) başlamasıyla birlikte tedariki çeşitlendirme çabaları da dahil olmak üzere başka nedenler de bulunuyor. Bu nedenle Rusya’dan ithal edilen gaz miktarının azalması, Azerbaycan ve diğer LNG ihraç eden ülkelerin paylarını (Katar, Cezayir) arttırmıştır.
8. Türkiye’de petrol sektörü
Ortalama olarak, Türkiye’deki petrol tüketimi Türkiye’nin toplam enerji tüketiminin yüzde 30’unu oluşturmaktadır. Türkiye’nin ham petrol üretimi yılda yaklaşık 2,5 milyon ton olup, petrol rezervleri 324 milyon varildir ve bu rezervler güneydoğu bölgesinde bulunmaktadır. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) petrol arama faaliyetleri gerçekleştirmektedir. Ayrıca Tablo-5”de gösterildiği gibi petrol ihtiyacının yüzde 90’ından fazlası ithalatla karşılanmaktadır.
Yıl | Yıllık petrol ithalatı(milyon ton) |
2015 | 43.3 milyon ton |
2016 | 47 milyon ton |
2017 | 49.3 milyon ton |
2018 | 47.4 milyon ton |
2019 | 47.9 milyon ton |
Tablo-5: Türkiye’nin yıllık petrol ithalatı
2018 yılında İran’dan ham petrol ithalatı, ABD yaptırımları nedeniyle önceki dönemlere göre azalmıştır. 2019’un son altı ayında ve 2020’nin ilk sekiz ayında İran’dan petrol ithalatı gerçekleşmemiştir. Tablo-6’da yer aldığı gibi, Rusya ve Irak’ın petrol ürünleri ithalatından payları, 2019 yılında artış göstermiştir.
Ülke | 2015 | 2016 | 2017 | 2018 | 2019 |
İran | %20 | %17 | %45 | %34 | %5 |
Rusya | %11 | %19 | %8 | %9 | %34 |
Irak | %41 | %23 | %27 | %32 | %31 |
Suudi Arabistan | %9 | %6 | %7 | %8 | %6 |
Kazakistan | %3 | %3 | %2 | %6 | %10 |
Tablo-6: Türkiye’ye petrol ithal eden ülkeler ve ithalat oranları.
9. 2015-2020 arası Türkiye’nin enerji güvenliğini sağlama alanındaki projeleri
9:1. Akkuyu Nükleer Santrali İnşaatı
Türkiye enerji kaynaklarına nükleer enerjiyi eklemeyi planlamaktadır. 1970’ten bu yana bir nükleer santrali işletme planı geliştiren Türkiye’nin ekonomik büyüme hedeflerinin önemli bir kısmını nükleer enerji planları oluşturmaktadır. Yakın tarihte, Türkiye Rusya ile 4 bin 800 MW üretecek nükleer santral inşa etmek için bir anlaşma imzalamıştır. Türkiye’deki ilk nükleer santralin inşaatına Nisan 2018’de başlanmıştır. Aynı zamanda Fransız-Japon ortaklığında bir nükleer santralin Sinop’ta kurulması beklenmektedir. Üçüncü tesis ise Çin tarafından inşa ediliyor ve Çin’in ayrıca uranyum madenciliği projesini gerçekleştirmesi planlanmaktadır.
Akkuyu Nükleer Santrali olarak anılacak ilk nükleer santralin inşası için Mersin’in Akkuyu İlçesi seçilmiştir. Akkuyu Yap-Sahip Ol-İşlet modeline göre tasarlanmış olup, 4 ünitede toplam 4 bin 800 MW kapasiteye sahiptir. İlk ünitenin 2023 yılında faaliyete geçmesi planlanmaktadır. Nükleer enerji sektörünü düzenlemek için yeni bir düzenleme organı oluşturulmuştur. Santral Tablo-7’de gösterildiği gibi inşa edilecek ve işletilecektir.
Nükleer santral ismi | Yapımına başlanan tarih | Bitiş ve santralin faaliyete geçme tarihi |
Akkuyu 1 | 2018 | 2023 |
Akkuyu 2 | 2020 | 2024 |
Akkuyu 3 | 2021 | 2025 |
Akkuyu 4 | 2022 | 2026 |
Tablo-7: Yapım aşamasında olan nükleer santraller
9:2. TANAP boru hattının faaliyete başlaması
2020 yılında Türkiye ve Azerbaycan, Azerbaycan’daki Şah Deniz sahasından başlayarak Gürcistan topraklarından Türkiye’ye uzanan TANAP boru hattını açmıştır. Yunanistan sınırında, Edirne’nin İpsala bölgesinde, Avrupa’ya gaz taşıyan TAP boru hattına bağlanacak olan TANAP, halihazırda faaliyete geçmiş olup, ilk gaz 2020 yılında Türkiye’ye pompalanmıştır.
Bu proje Türkiye’nin enerji güvenliğini artırmak için ülkeye önemli bir kaynak çeşitliliği getirmektedir. Aynı zamanda, Türkiye kendi topraklarından geçen yıllık gaz geçiş gelirlerinden ekonomik kazanımlar elde edecektir. Proje, Türkiye’nin bölgesel bir gaz ticareti merkezi olma isteğinin güçlenmesine katkıda bulunmaktadır. Azerbaycan ve Türkiye, bu projenin kurulum aşamasında Petkim’de rafineri projesinin temelini atmıştır.
9:3. Karadeniz’de doğalgaz keşfi
21 Ağustos 2020 tarihinde Türk sismik gemisi Oruç Reis’in araştırmaları sonucu, Batı Karadeniz’in Tuna-1 bölgesinde, 1 numaralı haritada gösterilen alanda 320 milyar metreküp civarında doğalgaz rezervi keşfedilmiştir. Bu keşiften yaklaşık iki ay sonra 17 Ekim 2020’de Cumhurbaşkanı Erdoğan, o bölgede keşfedilen doğalgaz rezervinin 85 milyar metreküp daha arttığını ve toplam miktarın 405 milyar metreküpe çıktığını açıkladı. Oruç Reis sismik gemisi, Fatih, Yavuz, Kanuni sondaj gemileri ile birlikte Karadeniz’de ve Doğu Akdeniz’de keşif faaliyetlerine devam etmektedir.
Keşfedilen doğalgazın yüksek kaliteli ve “kuru gaz” olarak adlandırıldığı, zararlı maddeler içermediği ve üretim aşamalarının daha kolay olduğu belirtilmektedir. Bu nedenle tüketim amacıyla gaz çıkarmak ekonomik olarak uygun bir yatırım olarak kabul edilmektedir. Enerji Bakanlığı’na göre keşfedilen sahada üretim 2023 yılında başlayacaktır. Yıllık üretimin 10 milyar metreküp olduğu tahmin edilirken, bu rakamın Türkiye’nin doğalgaz talebinin yüzde 16-20’sini karşılaması beklenmektedir.
Türkiye’nin bazı doğalgaz anlaşmaları 2021’de sona erecektir. Bu nedenle, keşfedilen rezervler, gelecekteki anlaşmalar için Türkiye’nin pozisyonunu güçlendiren bir faktör olabilir. Herhangi bir petrol veya gaz rezervi keşfi, Türkiye’nin enerji güvenliğini destekleyecektir ve büyük bir rezerve ulaşılması durumunda, bu, bölgede ezber bozan bir unsur haline gelecektir. Gerçekleşen ve gerçekleşme potansiyeli olan keşiflerin dış ticaret dengesinin iyileştirilmesi ve döviz ihtiyacının azaltılması gibi olumlu ekonomik yansımaları olacağı gibi, kuşkusuz, Türk dış politikasının daha bağımsız hareket etmesinde de belirleyici bir faktör olacaktır.
9:4. 2017-2023 Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı
01/02/2018 tarihinde yürürlüğe giren Enerji Verimliliği Ulusal Eylem Planı (2017-2023) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından geliştirilmiştir.
2017-2023 döneminde bina, hizmet, enerji, ulaşım, sanayi, teknoloji ve tarımı kapsayan çeşitli projeler hayata geçirilecek ve 2023 yılında Türkiye’de enerji tüketiminin yüzde 14 azaltılması için çalışmalar yapılacaktır. Plan, 55 faaliyetten oluşmaktadır. 2023 yılına kadar 23,9 milyon ton enerji kaynağı biriktirilmesi ve enerji sektörüne 10,9 milyar dolarlık yatırım yapılması beklenmektedir. Planla 2017-2023 yılları arasında beklenen toplam mali tasarruf miktarı 8,4 milyar dolar olarak hesaplanmıştır.
9:5. 2023 stratejisinin geliştirilmesi
Türk hükümeti, Enerji Bakanlığı aracılığıyla, enerji sektörü için bir eylem planı önermiştir. Bu plan şu stratejileri içermektedir:
- Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı hibrit elektrik enerjisinin toplam enerji içindeki payının yüzde 59’dan yüzde 65’e çıkarılması için çaba harcanacaktır.
- Nükleer enerji, arz kaynaklarına dahil edilecek ve enerji arzındaki payının artırılmasına yönelik çalışmalara devam edilecektir.
- Doğalgaz ve elektrik altyapısı güçlendirilecektir.
- Başta açık deniz olmak üzere petrol ve doğal gaz arama ve üretim faaliyetlerinin hızlanması garanti altına alınacaktır.
- Elektrikli araçlar için güç sistemi planlanacaktır.
- Türkiye’yi enerji ticaret merkezi haline getirme çabaları sürdürülecektir.
- Enerji ve doğal kaynaklar alanında teknolojik gelişme ve yerlileştirme faaliyetleri devam edecektir.
- Enerji ve doğal kaynaklarda kullanılan ekipmanların yerli üretim oranının artırılmasına yönelik çalışmalara devam edilecektir.
- Enerji ve doğal kaynaklar alanında stratejik öneme sahip araştırma ve geliştirme projeleri artırılacaktır.
Türkiye, doğalgaz altyapısında önemli açılımlar gerçekleştirmiştir. Silivri ve Tuz Gölü olmak üzere toplam 5,4 milyar metreküp kapasiteli iki yer altı depolama tesisine sahiptir. Türkiye yer altı depolama kapasitesini genişletmek için yatırımlar yapmaya devam etmektedir. Türkiye ayrıca doğalgaz depolama kapasitesini yıllık tüketiminin en az yüzde 20’sine çıkarmayı hedeflemektedir.
2018 yılında, ithal edilen gazı tekrar kullanılabilir gaza dönüştürmek için iki tesis inşa edildi. İki LNG terminalinin genişletilmesiyle birlikte toplam LNG enjeksiyon kapasitesi günde 117 milyon metreküpe ulaştı. Türkiye, doğalgaz hatlarının iletim kapasitesini günde 300 milyon metreküpün üzerine çıkarmanın yanı sıra, gelecekteki açılımlarla günde 400 milyon metreküpe kadar ulaştırmayı hedeflemektedir.
10. Türkiye’de enerji güvenliği alanında karşılaşılan engel ve zorluklar
Türkiye, enerji güvenliği bağlamında hala büyük zorluklarla karşı karşıyadır. Bunun nedeni, petrol ve doğalgaz konusunda neredeyse tamamen dışa bağımlı olmasıdır. Bu bağımlılık, Türk dış politikasını değişik alanlarda olumsuz bir şekilde etkileyebilir. Nitekim, Rus uçağının düşürülme olayında Rusya gazı kesebilirdi. Türkiye doğalgaz ithalatının yüzde 53’ünü petrol ithalatının ise yüzde 19’unu Rusya’dan gerçekleştirmektedir.
Türkiye bugün hala enerji güvenliğini artırmak için gaz ve petrol rezervlerini keşfetme konusunda engellerle yüzleşmektedir.
Bu zorluklardan biri de rüzgar, güneş ve hidroelektrik enerji gibi yenilenebilir enerji alanına yatırım çekmektir. Zira bu kaynaklardan yararlanmak için gereken teknolojik altyapı, işletme ve bu projelerin finanse edilmesi oldukça yüksek maliyetlere sahiptir.
Son dönemde Türkiye elektrik enerjisi ihtiyacının bir kısmını karşılamak için nükleer santral inşa etme eğilimine girmiştir. Yenilenebilir enerjiye kıyasla maliyeti daha düşük olan nükleer santraller, herhangi bir hata yapılması halinde çevresel risk faktörü haline gelebilir.
11. Türkiye’de 2015 öncesi ve 2020 enerji güvenliğinin objektif karşılaştırması
2015 öncesi Türkiye’de Enerji Güvenliği | Türkiye’de 2019-2020 yılları arasında Enerji Güvenliği | |
Alt yapı | Türkiye’de sadece iki gaz sıvılaştırma tesisi olduğu için alt yapının geliştirilmesi gerekiyordu. İthal edilen LNG oranı %15’ti. | Türkiye, iki gaz sıvılaştırma tesisi daha kurarak altyapının geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapmış, istasyonların toplamı 4, ithal edilen gazın oranı ise %28 olmuştur. |
Stratejik rezervler | Stratejik gaz rezervinin maksimum kapasitesi, yıllık tüketimin %5’ine eşit olan 3 milyar metreküp civarındaydı. | Tuz Gölü projesinin 5,4 milyar metreküp gaz depolaması önerildi ve projenin inşaatı 2022’de tamamlanacak. Böylece depolanan toplam miktar, yıllık tüketimin %20’sini oluşturacak. |
Enerji güvenliği düzeyi | Türkiye’de enerji güvenliği son derece tehlike altındaydı, zira Türkiye doğalgaz ithalatında %57 oranında Rusya’ya bağımlıydı. | Türkiye’nin enerji güvenliğini sağlama konusundaki sıralaması, ithalatta çeşitlenme sağladıktan sonra yükselmiş ve Rusya’dan ithalatı %33’e düşmüştür. |
Yenilenebilir enerji gelişmeleri | Yenilenebilir enerjilerin üretime katkısı %9,2 idi. | Türkiye, yenilenebilir enerji üretiminde %15,6’ya ulaşarak büyük bir gelişmeye tanık olmuştur. |
Arama ve keşif faaliyetleri | Türkiye karasularında gaz ve petrol araması yapmıyordu. | Yerli gemiler ile arama ve keşif faaliyetleri yapılmış, Karadeniz’de önemli bir gaz kuyusu keşfedilmiştir. (Aramalar devam etmektedir.) |
Nükleer enerji | Ülkenin nükleer santrali yoktu. | Türkiye’nin ilk nükleer santralinin inşa süreci başlamıştır. |
12. Sonuç
2015’ten önce, Türkiye’nin enerji güvenliği, enerjiyi güvence altına almak için sınırlı dış kaynaklara sahipti. Yapılan enerji ithalatını depolamak ve işletmek için ihtiyaç duyulan altyapının oluşmasında yaşanan temel zorluklarla karşı karşıyaydı ve stratejik rezerv oranı oldukça sınırlıydı. Ancak, Türkiye’nin son 5 yıldaki stratejileri, özellikle 2015 sonrası, yıllık gaz tüketiminin yüzde 20’sini absorbe eden stratejik bir rezervuar inşa ederek altyapının geliştirilmesinde niteliksel başarılar sağladı. Bu strateji aynı zamanda Türkiye’nin nükleer enerjiyi benimseme ve inşa etme eğilimini de harekete geçirdi ve elektrik üretmek için nükleer santraller inşa etmeye başladı. Ayrıca Türkiye, Rusya ve Azerbaycan’dan iki uluslararası gaz boru hattı (Türk Akımı ve TANAP) açıp işletmeye başladı. Karadeniz ve Doğu Akdeniz’deki karasularında gaz ve petrol kaynakları için arama ve keşif faaliyetlerini yoğunlaştırdı ve ülke yenilenebilir enerji kaynakları (güneş enerjisi, rüzgar enerjisi, hidroelektrik enerjisi) için altyapısını geliştirme yoluna gitti. Türkiye’nin son stratejisi yurt dışından petrol ithalat kaynaklarının çeşitlendirilmesine ve ülkelere bağımlılığını sonlandırmasına da katkı sağladı. Açıktır ki, bu projeler sadece Türkiye için enerji güvenliğini sağlamayı değil, aynı zamanda Türkiye’yi uluslararası alanda “gaz vanalarının” kontrolünü elinde tutan ülke haline getirmeyi hedeflemektedir. Böylece Türkiye bölgesel ve uluslararası bir gaz dağıtım merkezi olmayı amaçlamaktadır. Türkiye’nin jeopolitik ve ekonomik konumunu güçlendiren bu stratejiler, tam kalkınma vizyonu çerçevesinde Türkiye’nin enerji güvenliği seviyesinin yükseltilmesinde en önemli rolü üstlenmektedir.
Kaynakça
- https://www.mmo.org.tr/gonderi dosya ekleri/türkiyenin
- TÜRKİYE’NİN ENERJİ PROFİLİ VE STRATEJİSİ / TC Dışişleri Bakanlığı
- ENERJİ GÖRÜNÜMÜ
- TURKEY’S NATURAL GAS STRATEGY: BALANCING GEOPOLITICAL GOALS & MARKET REALITIES
- https://www.tskb.com.tr/i/assets/document/pdf/enerji-sektor-gorunumu-2019.pdf
- https://www.atlanticcouncil.org/wp-content/uploads/2018/12/Turkeys_Energy_Nexus-Discoveries_and_Developments.pdf
- Turkey Energy Information
- Turkey Energy Information
- Turkey Energy Information
- Turkey Energy Information
- Epdk Haberleri
- ON THE WAY TO BEING AN ENERGY HUB: THE WORLD’S BIGGEST STORAGE FACILITY
- How Turkey benefits from global LNG glut
- http://www.akkunpp.com
- https://www.aa.com.tr/en/energy/general/total-inflow-to-turkish-gas-system-up-638-in-2020/31495
- https://www.aa.com.tr/en/energy/general/total-inflow-to-turkish-gas-system-up-638-in-2020/31495
- https://www.tskb.com.tr/i/assets/document/pdf/sector-overview-energy-2018-12-low-resolution-final.pdf
- https://www.tskb.com.tr/i/assets/document/pdf/sector-overview-energy-2018-12-low-resolution-final.pdf
- TRANS ANATOLIAN NATURAL GAS PIPELINE PROJECT
- Azerbaijan Becomes Turkey’s Top Gas Supplier
- Karadeniz’de doğalgaz keşfi Türkiye’yi nasıl etkiler
- https://www.hurriyet.com.tr/galeri-karadenizdeki-dogal-gaz-ne-zaman-kullanilmaya-baslanacak-bakan-albayraktan-son-dakika-aciklama-
- https://www.tskb.com.tr/i/assets/document/pdf/enerji-sektor-gorunumu-2019.pdf
- Türkiye’nin doğal gaz depolama altyapısına 495 milyon dolarlık yatırım
- ENERJİ MERKEZİ OLMA YOLUNDA: DÜNYANIN EN BÜYÜK DEPOLAMA TESİSİ
- ENERJİ MERKEZİ OLMA YOLUNDA: DÜNYANIN EN BÜYÜK DEPOLAMA TESİSİ